Ne kadar acımasız, ahlaksız, vicdansız ve bencil bir dünyada ya da zamanda yaşıyoruz!
İran deyince ilk çağrışım, nükleer kriz oluyor. Senaryo malum: Mollalar atom bombası yapacak, böylece caydırıcılık silahı olan nükleer, onların elinde şantaj silahına dönüşecek.
Dünya basınında her gün bu kaygıların körüklediği onlarca yorum yayınlanırken, İran'ın utanç verici insan hakları siciliyle ilgilenmek pek akla gelmiyor. Özellikle de çağdışı ceza sisteminin sessiz, daha doğrusu çığlıklarını kimsenin duymak istemediği kurbanlarla.
İran günümüzde Çin'den sonra en çok ölüm cezasının verildiği ve infaz edildiği ülke. Ulaşılabilen verilere göre, yılda en az 600 kişi idam ediliyor. Kimi vinçlerin ucunda sallanıyor, kimi taşlanıyor.
İdamlık suçların kapsamı geniş: Uyuşturucu kaçakçılığı, soygun, eşcinsellik, yasak aşk gibi. Ve elbette cinayet de.
İşte bu sonuncu suçu işleyenlerden biri şu sıralar hücresinde son gününü bekliyor. Adı: Nazenin. Önemsiyorsanız soyadını da verelim: Fatehi.
Öyküsü şöyle: Nazenin, Sanandaj'dan Tahran varoşlarına göç etmiş fakir bir Kürt ailenin 6 çocuğunun en büyüğü. "Şimdi" 18 yaşında. Babası çalışamayacak kadar hasta. Annesi evlere temizliğe gidiyor. Nazenin de kardeşlerine bakıyor.
Geçen yıl bir gün Nazenin bir akraba kızıyla çarşıya giderken, 4 adam önlerine çıktı. Kaçmaya başladılar, "imdat" istediler. Faydasız. Adamlar onları bir otomobile atmaya çalıştılar. O sırada Nazenin saldırganlardan birinin bıçağını kaptı ve...
Gerisini anımsamıyor. Bir saldırgan öldü. Tüm çağdaş ülkelerin ceza yasalarında "Meşru savunma" sayılan fiil.
İran farklıydı. Nazenin idama mahkum edildi. Ne avukatı vardı, ne de ailesi dışında arayan soran. (Not: Tecavüze izin verseydi, bu kez evlilik dışı ilişkiden ağır cezaya çarptırılacaktı.)
Kanada'daki cesur adaş
Bereket İran'daki insan hakları ihlallerini izleyen isimsiz kahramanlardan biri, Nazenin'in öyküsünü dışarıya ulaştırmayı başardı. Yayınlanan tek sütunluk haber Kanada'da bir genç kızın gözüne çarptı.
Ama ne kız! Dipsiz kuyuları andıran kömür karası gözleri, omuzlarına inen siyah saçları ile güzellik anıtı. Zaten o büyüleyiciliğiyle 2003'te Kanada güzeli seçildi, dahası dünyanın en güzel üç kızı arasına girdi.
Onun da adı Nazenin'di. 26 yaşındaki Nazenin Afşinjam . Ve o da İranlıydı.
Humeyni ihtilalinden sonra İran'dan Kanada'ya kaçan bir ailenin kızı.
Özgür Nazenin, idam mahkumu Nazenin'i kurtarmak için tek başına kampanya başlattı. Dünyanın her yerinden 170 bini aşkın imza topladı. Kampanya BM ve Uluslararası Af Örgütü'nün dikkatini çekti. Böylece yankı halkaları genişledi.
Sonunda halkalar Tahran'a ulaştı. Ve nükleer krizde dünyaya meydan okuyan mollalar, bir genç kız karşısında geri adım atıp eşi görülmemiş bir karar almak zorunda kaldılar: Nazenin Fatehi yeniden yargılanacak .
Ne zaman? Nasıl? Kapalı bir rejimde bu sorulara yanıt bulmak kolay değil.
İnsan hakları örgütlerinin varlık nedeni de bu koyu karanlığı delmek değil mi? Delmek için uluslararası güç birliğine gitmek değil mi? Ne yazık ki, bizdekilerin öyle dertleri yok. Türkiye'de sinek ısırsa kıyamet koparmasını biliyorlar ama sınırımızın hemen ötesindeki vahşet dertleri olmuyor.
Acaba dünyanın öbür ucundaki Nazenin'in adaşını kurtarmak için tek başına giriştiği mücadeleden ders alırlar mı?
Alsınlar veya almasınlar. Aldırmayın, siz harekete geçin. Nazenin'in bırakılması için bir imza da siz verin. Hemen. Lütfen...