İspanya'da 38 yıllık ayrılıkçı şiddet noktalandı. Bask bölgesinin bağımsızlığı için silahlı mücadele veren ETA, yarından itibaren başlamak üzere süresiz ve kalıcı ateşkes ilan etti.
İkisi de AB'nin ve ABD'nin terör örgütleri listesinde yer alan ETA ile PKK arasında epey benzerlik var.
ETA, 31 Temmuz 1959'da kuruldu. PKK'nın kuruluşuna yol açan gelişmelerin başlangıcı olarak da 1959'daki "49'lar davası" gösterilir.
ETA, Bask sorununun siyasal yollardan çözümünü savunan bölge politikacılarını ve aydınlarını "Hain" ilan edip öldürttü. PKK da Güneydoğu sorununun şiddetle çözümlenemeyeceği görüşünde olanları ortadan kaldırdı.
ETA ilk eylemini kuruluşundan 7 yıl sonra, 1968'de Saint-Sebastian'da bir polisi öldürerek yaptı. PKK'nin ilk eylemi kuruluşundan 6 yıl sonra 1984'te Eruh'ta karakol baskını oldu.
ETA bugüne kadar 339'u sivil, 478'i de asker ve polis olmak üzere t817 kişiyi öldürdü. PKK'nın bilançosu ise hiçbir zaman tam belirlenemeyecek. En az 35-40 bin kurban...
11 Mart 2004'te Madrid'de El-Kaide saldırıları ETA için sonun başlangıcı oldu. Bask halkında şiddet karşıtlığı müthiş bir yükselişe geçti, kitlesel gösterilerle terör kınandı.
Bunun yanı sıra, İspanyol hükümetleri de hem güvenlik, hem siyaset alanlarında tutarlı ve etkin politikalar izlediler. ETA'ya yakın her türlü örgütü kapattılar, radyolarını ve gazetelerini susturdular. Hatta ETA'nın siyasal kolu Batasuna partisi bile İspanyol Yüksek Mahkemesi'nce yasadışı ilan edildi. Dahası AB ve ABD'nin terör örgütleri listesine alındı.
Böylece ETA tüm lojistik desteğini yitirdi, halkın şiddeti reddetmesiyle tabansız kaldı ve çıkış yolu aramaya başladı.
Yumağın ucu silahsızlanma
2004 Mart'ında iktidara gelen sosyalist Başbakan Zapatero o yolu gösterdi: "Önce şiddete son verilsin, sonra Bask sorununu görüşebiliriz."
Örgüt iki ay kadar süren değerlendirmeden sonra dün beklenen, kaçınılmaz açıklamayı yaptı: "Bask ulusunun haklarının tanınacağı yeni bir çerçevenin çizilebilmesine imkan verecek demokratik süreci başlatmak için süresiz ateşkes ilan ediyoruz." Şimdi iki çalışma grubu oluşturulacak. İlki hükümet ve ETA temsilcilerini biraraya getirecek ve 700 kadar tutuklunun durumunu, militanların sürece katılmasını, örgütün silahsızlandırılmasını görüşecek. Ancak "af" asla söz konusu edilemeyecek.
İkinci grupta ise Bask partileri bölgenin hukuki ve siyasal statüsünü ele alacaklar. Zapatero İspanya sınırları içinde kalması koşuluyla bölgeye geleceğini belirleme hakkını tanımayı tartışabileceğini, hatta bu amaçla Bask'ta referanduma sıcak bakabileceğini bildirdi.
Görüşmelerin en az iki yasama dönemi (8 yıl) süreceğini ve her aşamasının tam şeffaflıkla götürüleceğini söyleyen Zapatero, ETA kurbanlarının yakınlarınca kurulan derneklerin de desteğini istedi. Tek koşul öne sürdüler:
"ETA ve uzantıları savaşı yitirdiklerini kabul ederlerse" Çünkü örgüt "Savaşta yenen de yok, yenilen de" söylemi geliştirmeye çabalıyordu. Bizde "Çift taraflı ateşkes" çağrısı yapanlar gibi.
Bu gelişme Güneydoğu için esin kaynağı olmalı. Çünkü iş, bölge halkına ve sivil toplum örgütlerine düşüyor. Kitlesel meydan okumayla şiddeti reddederek, Kürt sorununu Öcalan'a endeksleyen Avrupa'nın son terör örgütü PKK'yı süresiz ateşkese, ardından silah bırakmaya zorlamaları gerekiyor.
Demokratik açılım için, önce ortamın hazırlanması, o ağızlarından düşmeyen Kalıcı barış"ın sağlanması şart. Tıpkı İspanya'da olduğu gibi...