Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

"Car car" bir gerçek

Dilin kemiği yok derler. Keşke olsaydı! Belki daha az zırva üretilirdi ülkemizde. Hızla değiştiğini gördüğüm toplumda hâlâ ne örümcek ağları kaldığını fark ettikçe afallamazdım.
Geleneklere bağlı kesimin "yaşam koçu" olduğu söylenen bir hanım bir dergi röportajında "Sizce bir erkek neden eşini öldürecek kadar canileşir?" sorusuna yanıt diye bakın ne inciler saçtı:
"Kesinlikle kadınların dillerinin uzaması! Çok para sahibi oldular ve egoları çok yükseldi... Kadın çok bilebilir ama bildiğini konuşmak değildir doğru olan. Kadına sessiz kalmanın daha yakıştığını düşünüyorum... Erkekler neden vuruyor? Kadın car car konuştuğu için."
Daha pek çok gerekçeyle görüşlerini car car açıklayan dişi koçun kadın cinayetlerine ilişkin son kararı kesin:
"Kadın çileden çıkarıyor. Yani ne yapsın adam?"
Doğru. Ne yapsın? Karşısındaki eksik etek elinin hamuruyla para sahibi olmaya bakıyor. Bir şeyler biliyor. Ama kendine sessizliğin yakıştığını bilmiyor. Karnına bıçak saplamaktan başka çare var mı? Mezarda susar ebediyen.
Söz konusu günahlar erkeklerde yoktur. Onlar hiç para peşine düşmez, bilgiçlik taslamaz, konuşurken de hep Fazıl Say tevazuu ve Kamer Genç zarafeti içinde kalırlar...
Bu yaklaşımı tek kişinin hezeyanı sayıp geçebilirsiniz. Ama kabinemizde bile hafiften şizofreni var o konuda. Bir yandan Başbakan 2023 için çok büyük hedefler ilan etmekte, tek hanım bakanımız Fatma Şahin de onlara erişme çabasına kadın katkısı sağlamak amacıyla program üstüne program açıklamakta. Öte yandan Çalışma Bakanı Faruk Çelik kadın meslektaşımız Meral Tamer'le konuşurken şöyle diyor:
"Şahsi fikrim kadının çalışmamasıdır."
Yani Çalışma Bakanımız kişisel eğilimi bakımından kadını çalıştırmama bakanı...
"Vay bu ne geri kafalılık!" diye ateş püskürürsem ikiyüzlülük olur. İtiraf etmeliyim ki ben de ata yadigârı koşullanmaların ürünüyüm. "Car car konuşmayan", tatlı tatlı gülümseyen, biraz utangaç kadın benim de hoşuma gider.
Ama toplum gelişmesi erkek beğenilerine göre biçimlenmiyor. Öyle olması da hayırlı. Kaskatı bir gerçek: Kadın-erkek eşitliğini sağlayamayan, nüfusunun yarısını yalnız çocuk üretimi aracı sayıp genel yaratıcılık dışında bırakan toplumlar topallıyor.
Eşitlik sağlamanın bedeli de kadınların daha önce yalnız erkeklere yakıştırılan kimi özellikleri edinmesi.
Denenmesine katlanalım demeyeceğim. İster istemez deneniyor zaten. Sonuçlar şaşırtıcı olabilir.
Bakarsınız, tam eşitlik gerçekleşince kadınlarımız içlerinden gelerek gülümserler tatlı tatlı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA