Adamdan alacağınız olduğunu iddia ediyorsunuz. O "Borcum yok" diyor. Kolunu kıvırıp elinizi cebine sokuyor, para alıyorsunuz.
Nedir sonuçtaki durum? Kim haklı, kim haksız?
Esasta haklı olsanız bile usul yanlışı yaptınız, hukuk dilinde "kendiliğinden ihkakıhak" denilen suçu işlemiş duruma düştünüz. Yani hakkınızı yasal değil de kural dışı yoldan aradınız.
Ülkemizde gerginlikler arttıkça o tersliğin de irili ufaklı örnekleri çoğalmakta.
Silivri duruşmalarında, Emek çekişmelerinde, başka tartışmalı konularda içerikler bir yana, hak arama yerlerini -medyamızın pek sevdiği deyimle- savaş alanına çevirmek yanlış yöntemdir. Sorunları çözüme götürmez, yokuşa sürer.
İhkakıhak hataları yalnız kaba güç kullanımıyla gelmiyor gündeme. İyi niyetle yaratılan daha karmaşık olaylar da var.
Atilla Dorsay çok değer verdiğim bir meslektaş ve çok sevdiğim bir dosttur. Bir bina projesinden vazgeçilmezse gazete yazarlığını bırakacağını söyledi. Vazgeçilmeyince bıraktı SABAH'taki köşesini. "Sözünde durdu" diye alkış tutan çok. Aralarında profesyonel yarışlardan koşucu çekilmesine sevinenler bulunduğu seziliyor.
İnsanın sözünü tutması beğenilecek bir davranıştır ama o sözün içeriğinin de doğru değerlendirilmesi gerekir. Ben dostumun "Dileğim yerine getirilmezse işimi bırakırım" diye kendini bağlamış olmasını mantıklı bulamıyorum. Gerginlik etkisiyle o sözü söylemesi baştan yanlıştı.
Gazete ile yazar arasındaki anlaşma iki değil, üç yanlıdır. Okur da taraftır. Çünkü yönetim o kişiye köşeyi hibe etmemiş, emaneten vermiş, kamuoyuna da "Bu yorumcuyu gündemdeki konuları netleştirmekle görevlendiriyorum" demiştir. Zamanla o yorumları izlemesi rutinleşen okuyucu kitlesine karşı yönetimin de, yazarın da sorumlulukları vardır. Tek taraflı ve gerekçesi tartışmalı kararla bozulmamalıdır anlaşma.
Emek projesi hata ise (ki orası aydınlanmış değil), kabahat gazete yönetiminde ya da okurlarda mı? Genel yayın yönetmeni ve başyazarı dahil, SABAH yorumcularının önerilerinden ne kadarı çabucak kale alınıyor toplum çapında? Hepsi greve mi gitmeli?
Diyeceğim, sevenlerinin Atilla Dorsay'ın sinema ve genel kültür konularındaki engin birikiminden yararlanmasına uzun süre ara verilmesi yazık olur. Bereket versin dostum hiçbir şeyi inada bindirmeyecek kadar özgüven sahibi ve olgun insandır.
Hepimizinki gibi gerilen sinirlerini bir bahar tatiliyle dinlendirdikten sonra, "Protestomu gümbür gümbür kayda geçirdim" diyebilmenin de rahatlığıyla işine dönmesini alenen rica ediyorum.