Her mesleğin işlevi ve değeri vardır; ama kötüye kullanıldığı oranda saygınlığı azalır.
En insancıl uğraş sayılan hekimlik hasta sömürme esnaflığına dönüşürse çirkinleşiveriyor. Öğretmenlik kutsaldır da, öğrencisini taciz eden profesör rezilin tekidir. Vatanını koruyan askerin başımızın üstünde yeri vardır; ama silahını kendi halkına çevirdiği anda dış düşmandan daha tehlikeli eşkıya olur.
Peki, hukuk? Yakası subay apoleti gibi süslerle donatılmış yargıç cüppesi de bir manevi silahtır; adaletin korunmasıdır işlevi. İnce ayar ölçüleri ne kadar özenle kollanarak adalet dağıtılırsa görevliler halkın gözünde o kadar yücelir. Hukuk önünde gerçekten eşit olduklarına güvenebilen insanlar birbirlerine daha sıcak bakar; dillerden düşmeyen "birlik beraberlik" çağrıları boş laf olmaktan çıkıp ağırlık kazanır.
Tersi yapılır, özel hesaplar devreye girer, ölçüler kaçar, karakuşi kararlar çoğalırsa? Hukuk solar, güven pörsür, hırgür artar. Mısır'da bir futbol kargaşasında sorumlu görülen 21 kişiye idam cezası verilince sokaktaki keşmekeşte 30 Niyazi elden gitti.
O hükmün sahibi yargıçların kararı açıklar açıklamaz salondan kaçışını izlediniz mi haberlerde? Banka soyduktan sonra sıvışır gibiydiler.
Bizim hukuk semalarımızda da kara kuşların uçuşmadığı söylenemez.
Her alanın uzmanları arasında görüş ayrılıkları bulunabilir ama boyutlarının makul ölçüleri aşmaması gerekir. Bir meteoroloji görevlisi yarın kar yağacağını ileri sürerken bir başkası sıcaklığın bunaltıcı olacağını iddia etmez. Öyle bir karşıtlık sergilenirse birinden birinin zırvaladığını, hatta belki kar lastiği ya da klima satıcılarının hizmetine girdiğini düşünürüz.
İki kere beraat ettirilmiş bir sanığımıza üçüncü yargılamada oy çokluğuyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriliyor. Başka davalarda heyet başkanı yargıç tahliye önerirken iki yardımcısı belirsiz nedenlerle üçer beşer yıl tutuklu yargılanmış insanların daha da yatmalarında ısrar edebiliyor.
En sabır taşırıcı tablo silahlı kuvvetlerimizin doruğuna ilişkin görüntü. Askerin adalet konusunda ayrıcalığı yoktur elbette. Suç işlemişse yargılar, cezasını verirsin. Ama yaparsın bunu. Yargılar, cezasını verirsin. İnsanları yıllar yılı kamplara istifleyip komutan turşusu kurmazsın.
Ülke savunmasını tehlikeye düşüren sürünceme iktidar yetkililerini de isyan ettirmekte.
Haklılar. Ancak akla şu soru geliyor: Hukuk alanımıza çekidüzen verecek reform niçin sürüncemede?