Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Var mısınız eşitlikçi hanımlar?

Önce bir not. Fiziksel su çekme sırası bizim gazeteye geldi. Sığması için pazartesiden itibaren yazılar da biraz sünnetli olacak. Nefesler tükendi sanılmasın.
Tersine, hayırlı gelişme. Daha özlü, daha "veciz" yazılır.

***

Görülmeye görülmeye belki unutulmakta: Tutarlılık diye bir özellik vardır. Sürekli gırtlak gırtlağa gelerek yaşadığımız için, ille "karşı tavır" takınma çabasıyla çok sık göz ardı ediliyor.
Örneğin Batı paralelinde davrandıkları zaman yabancı uşağı olmakla suçlanan birileri Batı'ya direnince "Yabancılarla aramızı bozuyorsunuz" diye kınanabilmekte. Bağımsızlık tutkunu görünen kişiler içteki rakipleri süper güç tarafından eleştirilince, sınıfta kıskandığı arkadaşının öğretmen zılgıtı yemesine sevinen çocuk gibi alkış tutabiliyor.
Bir başka akla ziyan çelişki bu hafta gündemi kapladı öğrenci kılıkları konusunda. "Çocuklar ezberci eğitimden kurtulsun, özgürce düşünmeyi öğrensin" demiş olan yorumcular okullarda üniforma zorlamasıyla robot görüntüsünün sürdürülmesini savundular. Türkiye'de diktatörlük tehlikesinin çığırtkanlığını yapanlar totaliterlik aracı standartlaştırmanın avukatı kesildi.
Kavga telaşından, yeni yönetmeliği okuyup anlayamadılar doğru dürüst. İmam-hatip liseleri dışındaki okullarda isteyen seçmeli Kuran dersinde başörtüsü takacak. Dikkat: "isteyen". Bunun dışında başörtüsü yasak!
Yani aslında yönetmeliğe laiklik yanlılarının değil, "Özgürlük kısıtlanması sürüyor" diye dindar ana babaların karşı çıkması gerek. Nitekim çıkıyorlar.
***

Başka kısıtlamalar da var tabii. Örneğin mini etek yasak. Olmasın mı? Siz lise öğrencisi kızınızın bacak fiyakası yaparak dolaşmasını ister misiniz? Hem, böyle şeylere ölçü getirilmesi yeni bir uygulama mı?
Kadınların mantık özürlü olduğu iftirasına karşın, bu konuda en akıllıca yorumlar Rahşan Gülşan'dan geldi. Mersin'de lise öğrencisi iken erkek öğretmenlerinden biri okul kapısında dikilir, eteğini kısa bulduğu kız öğrencilerin bacaklarına cetvelle vururmuş.
Forma yanlılarının başlıca tezi şu: Özgür kılık gelir farklarını belli ederek yoksulları üzer.
Zenginlikle caka satmamak bir uygarlık ve terbiye erdemidir. Sağlanması aileye, eğitimcilere ve medyaya düşer. Görev yerine getirilmemişse, tek tip önlükle önlenemez o ayıp. Gülşan'ın belirttiği gibi, cep telefonuyla, saatle, çantayla, spor ayakkabıyla da üstünlük taslanabilir.
Mantık dedik ya, benim aklıma şu geldi:
Bilirsiniz, kadınlar erkeklerden de, okul çocuklarından da duygusaldır. Görünüşlerine müthiş önem verirler. Gelir farklarının giyime yansıması en çok onları üzmekte. O derdi tek tip kılıkla gidermenin uygunluğuna gerçekten inanıyorsak çarşafa niçin karşı çıkıyoruz?
Sosyal adalet uğruna karalara bürünüp eşitlensin hepsi!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA