Yağmur öyle yağıyor ki, silecekler hızlı çalıştığı halde önümü zor görüyorum. Otobüs geçmeyen yolun kenarında bir kızcağız tek başına minibüs bekliyor.
Durup almalıyım tabii. Ama daha önce başıma gelmiş olduğu için ne yaşayabileceğimi biliyorum. Binmeyecek, işaretimi görmemiş gibi uzaklara bakacak belki. Camı indirip seslenebilirim:
"Kızım, büyükbaban yaşındayım. Atla, ıslanma!"
İnadını sürdürür, duymamış gibi davranırsa? Hakarete uğramışlık duygusuyla uzaklaşacağım oradan. Çirkin...
Seçenek, ıslanan kızı görmezden gelmek, geçip gitmek. O da çirkin.
Oysa kadın-erkek ilişkisi yaşamı renklendiren bir nimet, bir dans, bir müziktir. Niçin iki ucu kirli değnek olabiliyor?
***
Doğrudur: Özellikle ataerkil havalı toplumlarda erkek ilkellikleri yüzünden o ilişki kâbusa da dönüşebiliyor. Kadın türlü haksızlıklarla horlanıyor, eziliyor, ölümcüllüğe bile ulaşabilen şiddet görüyor. Bu felaket ancak iki cinsten uygar insanların el ele vermesiyle sona erdirilebilir.
Başarının şartı karşılıklı anlayış. Adına eşitliğin sindirilmesi, farkların bilincine varılması, empati, ne derseniz deyin, anahtar sözcük "karşılıklı". Tek yönlü hak arama yetmez.
Erkeğin elinde kaba güç, haksız imtiyazlar, yanlış gelenekler gibi denge bozucu kozlar var, evet. Bunlardan yararlanmaktan vazgeçmeli. Ama kadın da temelde bir doğal eşitsizlik bulunduğunu görmeli; onu düşmanca kullanmamalı.
Sekste erkek bankacıdan kredi isteyen ihtiyaç sahibi durumundadır. Elbette bunu usulünce yapmalı, banka soyar gibi davranmamalıdır. Ama kadının da talebi karşılarken onun muhtaçlığını aşağılama ya da köşeye sıkıştırma vesilesi yapmaması gerekir. Yoksa başlangıçta zehirlenir ilişki.
Feminizmin ölçüsü kaçık kolu yakın geçmişte Amerika'da doruğa çıktı. İş yerinde "Bluzunun rengi çok hoş" diyen adam kovuldu, mahkeme kararıyla "taciz kurbanı" kadına tazminat ödedi. Ben orada kapısını açtığım bir yaşlı hanım tarafından "Elim var" diye azarlandığımı hatırlıyorum.
Çatık kaşlı kadın gruplarının ortak sloganı "Bize cinsel hedef gözüyle bakmayın" buyruğuydu. İyi ama, erkekler kadınlara değil de nelere bakacaktı cinsel hedef gözüyle? Bisikletlere mi?
Sonunda erkek çoğunluğu kendilerine buz gibi davranmaya başlayınca makul tepki yine kadınlardan geldi. "Saçmalamayalım" çağrısı ağır bastı.
***
Yargıtayımız bir kıza telefon numarası vermeye çalışmanın cinsel taciz olmadığı yolundaki mahkeme kararını bozdu. Gerekçe: "Hareket sırnaşıkça". Cezası iki yıla kadar hapis.
Bilmiyorum, ölçü doğru mu? Yargıtay kararında "sırnaşıkça" sözcüğüne yer var mı?
Kadınları elbette koruyalım ama karşı uca gitmemeye de dikkat edelim. Erkekler ne hoyratlaşsın, ne sırnaşsın. Kadınlar da büsbütün çatık kaşlı olmasın, buz gibi davranmaya itmesin onları.
Ben yağmurda ıslanan kıza yardım etmekten çekinmeyeyim.