Yargıçlık en zor uğraştır; iki taraftan hangisinin haklı olduğunun derinlemesine kavranmasını gerektirir. Ya davada iki değil de üç, hatta dört taraf varsa? İçinden çıkmak büsbütün güçleşir.
Bingazi olayına bakarken öyle bir bilmece karşısındayız. Ama derinlemesine akıl erdirmek zorundayız. Çünkü ucu bize de dokunuyor.
***
En öfkeli cihat yanlısı bile Kur'an'da masum insan öldürülmesine cevaz diye yorumlanabilecek bir söz gösteremez. Bu gerçeği bir yana koyup gelmiş geçmiş bütün uygarlıklarda özenle gözetilmiş bir kuralı hatırlayın: Elçiye zeval olmaz. Yani düşmanınızı da temsil etse onun durumundan sorumlu tutulamaz. Her hâlükârda "
masumdur".
İki gerçeği bir araya getirerek düşünün: Amerikan elçisinin ve üç yardımcısının öldürülmesi nedir? Ayıp mı, suç mu, vahşet mi? Nedir?
Hayır. Öldürenlerin savunduklarını iddia ettikleri dinin mantığıyla söyleyelim: Her şeyden önce, günahtır.
***
Kim öldürenler? Saldırıda iki dalga var. Önce, Amerika'da yapılmış bir filme tepkili kalabalık toplanıyor binanın önünde. Bağırıp çağırıyorlar ama, ölümcül durum yok. Bu kadarı "
fevri". Yani hazırlıksız; kendiliğinden.
Sonra, yirmi otuz kişilik düzenli bir birlik saldırı disiplini içinde roketatarlarla ateş açıyor, işini bitirince yine ustaca çekilip kayıplara karışıyor. Belli ki planlı bu.
Planlayanlar kim?
***
Amerika'da filmi yapan İsrailli amatör yönetmen amacının provokasyon olduğunu açıkça söyledi. Finansmanı yüz Yahudi zenginden ellişer bin dolar toplayarak sağlamış.
Şimdi tarafları sayalım: 1) ABD devleti. 2) Arap kalabalık. 3) İsrail yanlıları. Ama bir de Mısır'ın Hıristiyan Kıptileri ve onların Amerikan lobisi var. Başkenti İskenderiye olacak bağımsız devlet kurma peşindeler. En büyük müttefikleri Kur'an yakmakla ünlü rahip. Onlar da dördüncü taraf.
Gelelim Batı'nın petrol ve finans devlerine. Arap diktatörleri ile al takke ver külâh, işlerini tıkır tıkır yürütüyorlardı. Bahar mahar derken durum karıştı. Ortadoğu ülkelerinde bağımsız davranacak yönetimlerin demokratik yollardan kurulmasının önlenmesi, Obama'nın elinin de zayıflatılması şart oldu.
Roketatarların gerisindeki planlama öyle hesapları yapanların uzantısı derin güçlerin marifeti işte. Tarafların sayısı etti mi beş!
Bizim yerimiz?
Kulağa romantik edebiyat gibi gelecek ama Arap kalabalığın, yani demokrasinin yanında saf tutmalıyız. Onun vahşete kaymayan, uygar (laik) davranabilen, günaha girmeyen bölümünün yanında.
Altıncı taraf olmalıyız.
Yalnız mıyız? Hedefe varmak hayal mi? Karamsarlığa kapılmayın.
Tarihin akışı rotamıza paraleldir.