Kötü rüya değil, en koyusundan kâbus:
Komşunuz manyak, saldırgan ve de dişli. Boyuna ezdiği ailesinin çığlıkları kulaklarınızı tırmalamakta. Edepsizliklerinden semt halkı yaka silkiyor ama yapacak bir şey yok. Çünkü herif karakol komiserinden başvurulacak mahkeme yargıçlarına kadar bütün şikâyet mercilerini ayarlamış. Mafyayla da arası iyi.
Bir gün tam azıtıp sokakta sizin çocuğunuzu dövmesiyle açmaza düşüyorsunuz. Kapısına dayanıp yakasına sarılsanız, yandaşı zorbaların da işe karışmasıyla sonu belirsiz bir kavga çıkacak. Susup sineye çekseniz, mahallenin şamar oğlanı olacaksınız.
Bugün Türkiye öyle bir durumda. Ne yapmalı?
***
İtidal, teenni, serinkanlılık, vakur davranma... Hoş sözler, güzel kavramlar. Ama açık konuşalım. Kesmiyor.
Kırıcı bir laf karşısında bile tepkinizi frenleyip özür talep etmekle yetinebilirsiniz. Suratınızda patlayan tokadın tek yeterli karşılığı ise yumruktur.
Suriye diktatörünün yaptığı densizlik, terbiyesizlik, küstahlık falan değil. Düpedüz saldırı. Gönül ister ki büyük ekonomi, büyük ordu, büyük itibar sahibi ülkemizin tepkisi somut ve uygun çapta bir karşılık olsun.
Yani tanklarımızı mı yürütelim paldır küldür? Hayır. Kazanma şansı mantıklı hesaplara dayanmadan girilen kavganın sonucu Türkiye'yi büsbütün zora sokabilir. Yalnız başımıza Rusya ile de karşı karşıya gelmek öyle bir serüvendir.
İki adrese üst perdeden seslenmemizi öneririm. Birincisi NATO.
O ortaklığa katılmak için katlanmadığımız fedailik kalmadı. Kore toprağına binlerce delikanlımızı gömdük, Batı'nın doğu sınırında on yıllarca nöbet tuttuk; bugün bile Afganistan'da "
kader birliği yapmaktayız" sayın ve sevgili müttefiklerle.
Boyuna Suriye'ye karşı daha kararlı davranmamızı istiyorlar ya bizden. "
Tamam," diyelim şimdi. "
Öyle davranalım. Birlikte!"
***
İkinci adres kendi içimizde. Çocuğunuzu döven komşuya ders vermek ille kapısına dayanıp kavga çıkarmakla olmaz. Başka yolları vardır. Onun başına kazalar gelir, iş yerinde aksilikler sıklaşır, otomobili yanar, evini akrepler basar, neye uğradığını şaşırır it.
Uluslar arasında o biçim adalet sağlamak derin devlet tabir edilen güçlerin işidir. İsrail'in "
gizli" yumruğuyla Yahudi düşmanlarından nasıl hesap sorabildiğine bakın.
Bizdekini milletimiz kuş sütüyle besledi oldum olası. Yozlaşan ve dış güçlere maşalık eden bölümü o iyiliğe karşılık zebani kesilip milletin anasını ağlattı. Namuslu kalan kanadı da aklınca yiğitlikler ederken hep ateşli milliyetçi ve Atatürkçü geçindi.
Şimdi kendilerini gösterip haklı puan almalarının günüdür. Zekâ ve yaratıcılık kullanarak saldırının faturasını sunmanın yollarını bulsunlar. İki genç pilotun öldürülmesi emrini verenlerin madara olduğunu görelim de...
Eziklik duygusundan kurtulup alkışlayalım. Alacağını sökebilenlerin keyfiyle.