Öfkeyle kalkan zararla otururmuş.
Doğrudur. Yerli yersiz, ölçüsüzce kızgınlık tepkileri veren kişi o huyundan zarar görür çoğu kez. Ama hiçbir durumda, hiçbir zaman öfkelenmeyen de hep kârlı mı çıkar?
Sabrın, serinkanlılığın, hazımlı davranmanın sınırları vardır ve olmalıdır. Sizi dolandırandan paranızı istemeye gittiğinizde herif "Sen önce önünü ilikleyip bana saygıyla yaklaşmayı öğren" derse, tepeniz atmaz mı?
Atmazsa, siz dolandırılmaya müstahaksınız demektir. Öyle olduğunuz anlaşılırsa başkalarından da kazık yer, gitgide daha büyük zararlara girersiniz.
Bugün bana öfke taraftarlığı yaptıran şey Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu temsilcisi Stefan Füle'nin sözü oldu. (Kimi meslektaşlar ona sorumlu komiser diyor. Oysa "commissioner" komisyon üyesi anlamına gelir, komiser değil).
Rumların Avrupa Birliği dönem başkanlığına herkesin saygı göstermesi gerektiğini söyledi o zat.
Hani dese ki "Biz bir halttır ettik, adada kanlı bıçaklı iki taraftan birini aralarında anlaşma sağlanmadan Avrupa Birliği'ne üye yaparak saçmaladık, şimdi Rumlar o yanlışımızla ele geçirdikleri gücü şımarıkça kullanarak her şeyi yokuşa sürmekte, bizi de sıkıntıya sokmakta, ancak olan oldu, siz yine büyüklük göstererek bağrınıza taş basın da çözüm arayalım"... La havle çeker, laf diye dinleyebiliriz söylediğini.
Ama öyle demiyor, "Rum başkanlığına saygı gösterin" buyuruyor.