Kızmak yararlı olabilir, çünkü tersliklerin üstüne gitmenin ilk adımıdır. Hedefin doğru belirlenmesi, sivrisinek kovarken bataklığın unutulmaması şartıyla.
Dün medyamızda Teksas Valisi, ABD başkanlığına Cumhuriyetçi aday adayı Perry'ye ateş püskürüldü. Seçim öncesi bir soruyanıt programında "İslamcı terör yanlılarının yönettiği Türkiye NATO'dan atılmalı" dediği için.
İdam onayı rekorları kıran Perry tescilli andavallıdır. Öyle programlarda devirdiği çamlarla sık sık alay konusu oldu. Bir keresinde başkan seçilirse kaldıracağını söylediği bakanlıkların adları sorulunca kıvrandı, kızarıp bozardı, "Hatırlayamıyorum" dedi.
Peki, Türkiye nasıl gündeme geldi söz konusu yayında? Moderatör Bret Baier'in "çanak" dediğimiz türden sorusuyla: "Türkiye'de İslamcı kaynaklı partinin iktidarı boyunca öldürülen kadınlar artarken, basın özgürlüğünün durumu Rusya'dakine benzerken, asker gücü İsrail ve Kıbrıs'ı tehdit ederken, o ülke NATO'da kalmalı mı?"
Normal yanıt "Bunun bizim seçimle ilgisi ne?" diye bir karşı sorudur. Ama Perry ününe yakışan bir şevkle üstüne atladı. Çanağı sunan Baier de göçmenlere önyargılı davranmaktan sabıkalı bir muhabir. Obama'ya bile terbiyesizlik ettiği oldu.
Beyaz Saray'ın iç yazışmalarında geçilmiş bir e-posta mesajı açığa çıktı iki yıl önce. Orada ondan "lunatic" diye söz ediliyor. Dolunaylı gecelerde azıtmaya yatkın manyak anlamında kullanılan bir sıfattır.