Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Ha gayret!

Adamın karısını ona buna peşkeş çektiği iddiasıyla yazı yazın, "Ben evli değilim" diye gönderdiği tekzibi yayımlayın; yine de onuru tam temizlenmez kamuoyu gözünde. İnsanlar ortada peşkeşlik bir durum olmadığını bilseler bile adama bakarken kafalarının kuytuluklarından bir "teres" gölgesi geçer.
Bu berbat gerçekten hinoğlu hince yararlanan Nazilerin yaydığı devasa yalanlar hemen çürütüldü ama etkileri giderilemedi. Üstün ırk olduklarına, dünyayı aşağılık kavim kalabalığından temizleyip bin yıllık saltanat kuracaklarına inanmaktan vazgeçmeyen Almanlar çepeçevre cephelerde can verdiler.
İskandinav ülkelerini eskiden beri hem beğenirim, hem de sinirime dokunurlar. En uygar bölge sıfatıyla kendilerini dünyanın vicdanı sayıp başka uluslara tepeden bakma gibi bir yatkınlıkları vardır. Oysa uygarlığın tam karşıtı olan ırkçılıktan büsbütün arındıramamışlardır ruhlarını.
Norveç'teki son facia bana ünlü Mustafa mektubunu hatırlattı. Dün Taraf'taki yazısında Yıldıray Oğur'un da ayrıntılarıyla anlattığı gibi, adı İlerici ama kendi ırkçı Norveç partisinin lideri Carl Hagen 1987 yerel seçimlerinde kampanyasını Mohammad Mustafa imzalı bir mektuba dayandırmıştı. Her yerde sallayarak ahaliye gösterdiği kâğıtta şunlar yazılıydı özetle:
"Bay Hagen, bilin ki Norveç'te zafer kazanacağız. Kiliseleriniz cami, ülkeniz Müslüman olacak. Çünkü biz sizden fazla ürüyoruz ve her yıl buraya pek çok Müslüman geliyor."
O mektubun sahte olduğu anlaşıldı. Ama fark etmedi. Hagen'in partisi oylarını ikiye katladı. Bugün de % 23 oyla ikinci büyük parti. Yani ülkeyi kana bulayan yakışıklı it "tek başına davranan bir manyak" falan değil. Toplum bünyesinin hatırı sayılır bir kesiminin ürünü.
Müslüman âleminin gözü dönmüş yobazlardan oluştuğu ve bütün barbarlıkların gerisinde onların bulunduğu yalanının etkisindeki Batı kamuoyu Oslo canavarının kimliği açıklanınca afalladı. Ben en çok Angela Merkel'in "Saldırının nedeni öteki nefreti" demesine güldüm. Sanki Türkleri Avrupa'nın bereketli tarlalarını yağmalama meraklısı çekirge sürüsü sayan kendisi değil.
Hele bizdeki bereket oralardakini sollasın, görün bakın kim neye meraklı.

***

Belki "Ooo, o günlere çok var" dersiniz. Hayır, her şey acayip hızlanmakta. Tam sivil anayasa hazırlayabileceğimiz on yıl önce akıllardan geçer miydi? Bereketimizin artışı o tempoya uyabilir. Zamanın değerini bilir, kendimize fren yapmazsak...
Yolda saatler kaybını göze alamadığım için gazeteye gidip gelmiyorum. Eksik olmasınlar, okumam için oraya gönderilen kitap, dergi, mektup ve başka iletileri görevli arkadaşlar biriktirip evime yolluyorlar. Yine öyle bir kocaman karton geldi. Ve utandım yine.
Davetlere hem gitmemiş, hem LCV ("Lütfen Cevap Verin") dileğini boşlamış, kitaplar ve CD'lere teşekkür etmemiş, mektupları yanıtsız bırakmış duruma düşmüşüm. İstemeyerek yapılmış da olsa, terbiyesizlik terbiyesizliktir.
Gelen şeylerin birçoğu cezaevi çıkışlı. Mustafa Balbay Silivri'den mektupla birlikte üç kitabını yollamış. İkisini almıştım zaten. Yarı-manzum notlar derlemesi olan üçüncüsünü de hızla okudum. Suçluluk-suçsuzluk konusu bir yana, yargılamanın bir an önce tamamlanarak tutukluluk statüsünün sona erdirilmesi gereği tekrar vurgulandı kafamda.
Hep söyleniyor ya: hızlandırmaya yalnız Balbay gibi ünlü kişiler değil, pek çok "sıradan" tutuklu da muhtaç. Örneğin Paşakapısı cezaevinden yazan Emniyet emeklisi Kemal Koshan bir otomobil satışındaki rolüne ilişkin kuşku dolayısıyla iki yıldan uzun süredir tutuklu olduğunu, mahkemeye çıkarılmasının bir yıl sürdüğünü, toplam üç kere duruşma gördüğünü, arpa boyu yol alınmadığını, kimseye derdini anlatamadığını söylüyor.
Böyle şeyleri duymak insanın kendi özgürlüğünden tedirginliğini artırıyor. Bu kavurucu günlerde klimalı salonlarda, yayla serinliklerinde, deniz ya da havuz kenarlarında tatil yapan vatandaşların içleri bilmem rahat mı?
Neyse, yargı düzenlemelerinde ve her şeyi hızlandıracak yeni anayasanın hazırlanmasında gaza basıldığı haberleri geliyor.
Ha gayret!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA