Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

"Si vis pacem..."

Gelin yine biraz sözcüklerle uğraşalım. Çünkü onların oluşturduğu sis perdelerini dağıtmadan gerçeklere ulaşılmıyor.
Adamın adı upuzun: Publius Flavius Vegetius Renatus. "Us" bolluğundan hoşlanmayan tarihçiler o Latin yazarından kısaca Vegetius diye söz ediyorlar.
Hayatı hakkında pek az bilgi var. Bir iddiaya göre Beşinci Yüzyılda Konstantinopolis'te yaşamış. Başlıca eseri Roma İmparatorluğu'nun dünyaya duman attıran orduları üstüne bir inceleme.
Bir sözü dünyaya nam salmış, bütün dillere çevrilerek günümüze kadar gelmiş: "Si vis pacem para bellum." (Almanların ünlü tabancası parabellum da adını oradan almış herhalde.)
Barış istiyorsak savaşa hazır olmamızı öğütleyen sözü Türkçeye aktarırken âdetimiz uyarınca süslemişiz: "Hazır ol cenk ü cidale ister isen sulh u salah."
Cenk, malum, kıran kırana çarpışma demek. Cidal de öyle ama aynı zamanda çetin tartışma anlamına geliyor. (Ağız dalaşına fazlaca meraklı kişilere eskiler cidalcû derlerdi.) Yani biz Latin hemşerimizin tavsiyesine "Anlaşmaya varmak istiyorsan hırlaşmaktan çekinme" gibi bir anlam da katmışız ki toplumsal mizacımıza uygundur.
Neyse, laf incelemeyi bırakıp gerçeklere bakalım.

***
Vegetius'un görüşü erkek okulu ve cezaevi koğuşu gibi yerlerde yaşananlara uygundur. Üste çıkanlar, altta kalanlar sıralaması belirlenirken size ilk sataşacak gibi olana bir güç gösterisiyle tepki verebilirseniz rahat bırakılır, pısarsanız şamar oğlanına dönersiniz.
Ama ters yönde bir tehlike de vardır. Güç gösterinizin başarısı öyle hoşunuza gider ki, "Dövüşe hazırım" tavrınız süreklilik kazanır. Zamanla bakarsınız siz o bahaneyle sağa sola sataşan bir zorbaya dönüşmüşsünüz.
Barış uğruna savaş hazırlığı hikâyesi Vegetius'tan bu yana sayısız saldırgan toplum yöneticisinin yararlandığı bir yutturmaca oldu. Günümüzde de silah üretici ve satıcıları fırsat buldukları her yerde çatışma körükleyerek kasalarına kâr yığarken "barışı korumak için hazırlıklı bulunma" gerekçesinden nemalanmaktalar.
Her şeyde olduğu gibi bu konuda da püf nokta ölçü. Gücün ne kadarı, ne zaman, niçin yararlıdır? Nasıl kullanılması doğrudur? Hangi koşullarda uygarlık adına alttan almak yaraşır güçlüye? Ne durumda höt demek kaçınılmaz olur? Zekâsı ve izanı böyle soruları yanıtlarken gereklidir insana.
Bugün bana bunları Kıbrıs'taki gelişmeler düşündürdü. Yunan faşizmini adadan kovmak için yasal hakkımızı kullanışımızın yıldönümünde orayı ziyaret eden Erdoğan'ın konuşmasına medyamızdan farklı tepkiler geldi. Kabadayı narasıymış gibi "Kükredi" diye öven de oldu, iç politikaya dönük çıkış sayan da.
Oysa yoruma açık bir durum yok ortada. Her şey çok net.
Gazetelerdeki fotoğrafı gördünüz: Başbakan Girne yolundaki şehitlikte bir mezara çiçek bırakıyor. O görüntüye bakarken benim gözlerim doldu. Çünkü o mezarın birkaç metre ötesinde kayınbiraderim yüzbaşı yatıyor.
Anlatmıştım. Bildiğim en efendi, insancıl, barışçı kişilerdendi Tuncel. Şehitliği de o yüzden. Pusuya düşürdüğü, teslim olmuş gibi davranan Rum askerlerinin boşuna ölmemesi için kendi erlerine ateş kestirmek amacıyla ayağa kalkıp ellerini sallarken vurulmuş. Tabii, Rumlardan sağ kalan da olmamış.
***
Olay bugünkü durumun simgesi sanki. Biz hem haklı, hem güçlü tarafız. Zorbalık ettiğimiz yok. Başbakanın konuşması ne kükreme, ne politik manevra. Sağduyulu bir akla ve uygarlığa davet.
"Gelin, eşitliği kabul edin" diyor Rumlara. "Adada sinerji oluşsun, iki ortak topluluk uyum içinde birlikte gelişsin, iki taraf da kazançlı çıksın. Yine yan çizerseniz Türk tarafı kendi yoluna gider. Sizin geleceğiniz ise parlak görünmez."
Tehdit mi bu? Gerçekçi bir tahmin sadece.
Güçleniyorsak, kabahat değil. Savaşa hazırlanırken olmadı. Toplumumuzun önünü kesen engellerin kaldırılıp yolunun açılmasıyla, öz dinamiklerinin itişiyle gerçekleşti. Daha da güçleneceğiz.
Kendi ayağımıza çelme takmaz, iç barışı sağlayabilirsek...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA