Nail Erdoğan,
Usta bir F-5 pilotuydu…
Sonra, daha da ustalaştı ve
F-16'ları kullanan pilot oldu.
Kendisine F-5 kullanmayı öğreten,
Rütbeli subaylara bile F-16 kullanmayı öğretti.
Birçok birincilik ve madalyası vardı Yüzbaşı Erdoğan'ın.
Komutanları bile ona saygıyla bakardı.
Hatta ona "Geleceğin Hava Kuvvetleri Komutanı" gözüyle bakıyorlardı.
***
8 Ekim 1996'da Sakız Adası açıklarında,
Yunan savaş uçaklarıyla it dalaşı yaparken uçağı düşürüldü.
Pilot Yarbay Osman Çilekli kurtuldu,
Ama Öğretmen Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan uçakla birlikte denize gömüldü. Bir daha çıkarılamadı.
Ve naşı orada, denizin dibinde duruyor hâlâ…
***
Yüzbaşı Erdoğan şehit olduğunda kızı Evrim 7 yaşındaydı…
Suriye'nin düşürdüğü uçakta şehit düşen pilotlar Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy'un 1300 metreden
naaşlarının çıkarılması üzerine,
Acıları depreşti...
"Babamı da çıkarın..."
"Mezarını bileyim gidip Fatiha okuyayım..."
"Artık babama kavuşmak istiyorum"
diyerek sesini yükseltti.
***
"Babama kavuşmak istiyorum" diyen Evrim'in isyanını duyunca,
İçim burkuldu...
Yüreğim yerinden çıktı sanki.
Suriye açıklarında düşen uçağın enkazını çıkaracak geminin,
16 yıldır Ege'nin dibinde suyu kefen yaparak
yatan babasını da çıkartmasını istiyor Evrim:
"Uçak 400 metre derinlikte. Atlantik'te 10 bin metredeki uçak bile çıkarılıyor.
Babamın bir mezarı yok, başında dua edeceğimiz bir mezar istiyoruz. Bayramlarda babamın mezarı yerine Balıkesir'deki anıtı ziyaret ediyoruz, orada dua okuyoruz."
***
Karadeniz'i bilirsiniz, yaz kış yağmur düşer,
Öyle böyle değil, bardak ne kelime, kovadan düşer gibi yağar.
O yüzden de bizim oraları çok sık sık sel alır.
Dağı bile yerinden koparan sel,
Üzerindeki evleri,
Evlerin içindeki insanları,
Kısacası her şeyi
Çılgın Karadeniz'e sürükler.
Karadeniz de aldığını vermez kolay kolay.
***
İnsan yutan çamurlarda ceset aradığımız
çok oldu...
Yakınının cansız bedenini bulan, ağlar önce,
Ama komşusunun çocuğunun kaybolduğunu
öğrenince de,
"Beterin beteri var"
"Hiç olmazsa mezarı belli" der, teselli bulur...
Sel sonrasında,
Oğlunun,
Kızının,
Ya da anne ve babasının,
Cansız bedenini deniz kenarında arayan
nicelerini bilirim...
Ölüm hayatın bir parçası,
Ama öyle gerçek ve öyle acı ki...
***
"Ne ölümden korkmak ayıp ne de düşünmek ölümü" demişti,
Büyük usta Nazım Hikmet...
Don Kişot'un büyük yazarı Cervantes, 'Zamanın silmediği hiçbir anı, ölümün sona erdiremediği hiçbir acı yoktur' diye virgül atmıştı hayata.
Cenap Şahabettin ise,
'Hepimiz ölümün nişanlısıyız' derdi.
Ölüler yokluklarıyla değil de onlarla bizim aramızda söylenmeden kalan sözler yüzünden acı verirler asıl.
***
Ölümü zararsız bir şey haline getirmek istediler
Gözyaşını icat ettiler.
Kimisi tuzunu az buldu kimisi çok,
İnşallah Evrim Erdoğan da,
Babacığına kavuşur…
Ve...
Gerçek bir mezarı olur pilot yüzbaşı şehit
Nail Erdoğan'ın da bir gün...