Mesleki kariyerine nerede ve nasıl başladı, bilmem... Hangi ustaların rahle-i tedrisinden geçip hangi oyunlarda rol aldı, duymadım...
Dünyaya nasıl bakar, bakınca ne görür, onu da bilemem.
Sahneye çıktığında "sufle" almadan ezberini konuşturabilecek kadar yetenekli midir, bir fikrim yok; çünkü görmedim.
Şekspir "Dünya bir sahnedir" diyor, haklı.
Biz de o sahnedeki oyuncularız.
O, o sahnenin neresindedir, akıl yürütemem.
***
Fırat Demirağ...
Adana Devlet Tiyatrosu Müdürü...
Bugünkü yazımızın konusu Bay Demirağ...
Bir süredir yönettiği Adana Devlet Tiyatrosu'ndaki bir yanlışı anlatacağım bugün.
***
Aslında buna yanlıştan çok
"rezalet" demek de mümkün.
Ya da en hafif deyimiyle
"düşüncesizlik" veya
"duyarsızlık"da diyebiliriz buna.
Şimdi tiyatro sevdalıları diyecekler ki,
"Adana'da uluslararası festival başladı, siz tutup aleyhinde yazı yazıyorsunuz."
Hayır, hiç de öyle değil.
Biraz sıkın dişinizi, ne diyeceğimizi anlarsınız...
***
Evet, bu yıl 14'üncüsü başlatılan
Adana Uluslararası Sabancı Tiyatro Festivali'ni ben de biliyorum.
Dünya Tiyatrolar Günü'ne denk düşen gece gerçekleştirilen açılışta bulunamadım, çünkü
Ankara'daydım.
Ancak editörümüz
Ufuk Tekin ve muhabirimiz
Oben Kırdök oradaydı SABAH'ı temsilen...
A'dan Z'ye izlediler olan biteni.
***
O gece yaşananların nasıl haberleştirilip yazıldığını, hangi fotoğrafların çekilerek gazetemizde yarım sayfadan da fazla yer bulduğunu okurlarımız görmüşlerdir.
Habere nasıl girildiğini, hangi mesajların öne çıktığını ve sayfa sekreterimiz
Songül Türkmen'in hangi müthiş fotoğrafları sayfaya koyduğunu da görmüşsünüzdür.
***
Ama görmeyen gözler, işitmeyen kulaklar var.
Üstelik onlar,
"suflelerden roman" çıkartacak bir işin ustalarıdırlar.
Sözün özü şu:
Bilet yoktu, günler, hatta haftalar öncesinden 'tükenmişti.' Aslında hemen her yıl böyle bir karmaşa yaşanıyordu yaşanmasına ama...
En azından, halkın yani kamuoyunun sesi olan gazetelere bir ya da iki davetiye gönderiliyor; böylece hem kurulması gereken ilişki kuruluyor, hem de gazetecilik yapılması için zemin sağlanıyordu.
***
Bu yıl ne bana SABAH Gazetesi Temsilcisi olarak ne de diğer medya mensubu arkadaşlarımıza herhangi bir davetiye gitti.
Peki bilet?
O da yok...
İyi de nasıl gideceğiz ve izleyip de nasıl haberleştireceğiz bu uluslararası festivalimizi?
***
Basın kartıyla girilebilir deniliyor.
Herhalde
"Ayakta birkaç kare fotoğraf çekip çıkın" denilmek isteniyor.
Yakışmadı koskoca Adana Devlet Tiyatrosu'na.
***
Neredeyse
"hapşırsalar" HABER yapılıyor tiyatro dünyasından gelenler...
Ama aynı duyarlılık
Bay Fırat Demirağ ve ekibinde yok.
İstediğim, bazı oyunları izleyip köşemde yer vermekti.
Genellikle köşe yazarlarının yaptığı budur.
Ancak bu isteğime maalesef cevap gelmedi.
Henüz yanıt yok.
Bir sanatçıya yakışmayan duyarsızlık hatta saygısızlık çok.
İnsan nezaket gereği cevap verir.
Bu gazetenin milyonlarca okuru var.
***
Kültür Bakanlığı'nın her türlü etkinliğinde basın mensuplarına mutlaka yer verilir.
Etkinlikler bu şekilde kamuoyuna ulaşır.
Ama Adana'da öyle olmadı.
Aklıma Adana Devlet Tiyatrosu'nun bir önceki müdürü
Ahenk (Demir) Hanım geliyor da...
Kızcağız o kadar içten ve samimiydi ki...
Kahve muhabbetleri için ya o gelir ya biz gider ve
"Daha çok izleyici" ve
"Sanata daha duyarlı bir kitle" için kafa yorardık. Birlikte...
***
Ya şimdi?
Nerde o kafa, hani, Adana Devlet Tiyatrosu'nun başındaki zat nerede?
Bugüne kadar hep
"iyi" ve
"güzel" tarafından baktık Adana Devlet Tiyatrosu'na.
Çoğu oyunlarınızı da zevkle izledik.
İletişimi sağlayan Özlem
Demirkale'nin çabaları olmasa belki böyle bir imkandan da mahrum kalacaktık, kim bilir?
***
Bu arada bir not düşerek yazımızı noktalayalım:
Nagihan Aktaş diye birinden bir e-posta geldi arkadaşlarımıza.
Devlet Tiyatroları Medya İlişkileri Yönetmen Yardımcısı olduğunu öğrendiğimiz Nagihan hanımın gönderdiği
"haber" ile SABAH Güney'de çıkan HABERi kıyaslayın, kültür ve sanat için ne denli içten çırpındığımızı anlarsınız.
***
Peki, sonuç?
Sayın
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'dan bölge adına basın adına bir ricamız var.
Lütfen
Fırat Bey gibi duyarsız kalanlara engel olun.
Çünkü sanatçı duyarlı insan demektir, duyarlılık ise sadece sözle, lafla olmaz.
Bilmem anlatabildim mi? ...