Plansız planlar en mutlu edenler oluyor. Hesapsız konuşmalar, ani buluşmalar, beklenmeyen tanışmalar. Yürekten çıkan kararlar... Üzerinde çok düşünmediğimiz ne varsa kalbimize dokunuyor sanki. Kalpten oluyor.
*Arkadaşımın 16 yaşındaki kızıyla İstanbul'da bir kahvaltı sofrasında sohbet ederken, gözleri ışıl ışıl anlatıyordu Bozcaada'yı. Yok, yaşıtları gibi AVM kızı değildi. ''Ben hep Bozcaada'ya gitmek istiyorum Ayşe" dedi. Denizini, insanını, kahvelerini, yemeklerini hepsi bir yana orada olmayı seviyordu. Sadece orada olmayı sevdiğimiz kaç yer var ki?
Övgülere dayanamayıp, içimizdeki huzur açığını belki kapatabiliriz fikriyle iki kız arabaya bindik, Bozcaada'ya geldik. İyi ki geldik, yok böyle bir güzellik. Yine bir arkadaş tavsiyesiyle Akvaryum koyundaki Akvaryum Otel'e yerleştik. Sahiplerinden Deniz Pak, misafirperverlikte son noktada. Hiçbir fikrimiz olmadan, en güzel günleri geçirdik, geçiriyoruz burada. Deniz başka, tatlar başka, biz başka. Güzel insanlarla yan yana olmak paha biçilemez.
Alın size bir soru; modern insan için en büyük tatil huzur içinde uzun uzun uyuyabilmek mi acaba? Temiz havadan mı, karşılanamamış ihtiyaçtan mı bilemiyorum, uykulardan uyanamıyoruz buralarda. Belki de yorgunuz, uyanmak istemiyoruz.
Dün GÜNAYDIN'da kişisel gelişim üzerine yazılar yazan, seminerler veren Elvan Demirkıran'ın yazısı dikkatimi çekti. 'Geçmişle Pazarlık Yapmayın' diyordu Elvan. Pişmanlıklarımz, hatalarımız üzerinden kendimize ne kadar acımasız davranıyoruz değil mi?
Dönüp dönüp aynı sahneleri düşünüyor, başka davranmış olmayı, başka sözler söylemiş olmayı ümit ediyoruz. Olmuyor tabii. O anda kendimiz için en doğrusunu yapıyoruz aslında. Kendimizi korumak için, daha fazla üzülmemek için, acıyı önlemek için yapıyoruz. Sonrası kişisel işkence. Ah keşkeler, eğerler, ya öyle olmasaydılar.
Sosyal medya üzerinden ünlülere küfür etmek, hakaretler düzmek yeni bir hastalık, yeni bir zehir akıtma formülü.
Seda Sayan kendisine Twitter'dan küfürlü mesaj yollayan bir takipçisini mahkemeye vermiş. Mahkeme takipçisiyle Seda Sayan'ı barıştırmayı teklif etmiş, Sayan reddetmiş. İyi etmiş. Ünlüler kimsenin malı, oyuncağı, stres topu değil.
Bir Hollywood ünlüsü daha dolmalarımıza, kebaplarımıza doyamadı.
Bkz: Jessica Alba. E tabii yemeklerimiz, tatlılarımız bir başka bizim, çok lezzetli, harika hatta şahane. Unutulacak gibi değil ancak kişi düşünmeden edemiyor yani yemeklerimizden başka bi'şeyimiz yok mu bizim?
Bu haberle çok eğlendim. İzmirli 38 yaşındaki Coğrafya öğretmeni Özlem Yet davullu zurnalı, gelin arabalı, göbek atmalı düğün yapmış. Düğünün tek farkı damat olmamasıymış. Evet!
Damatsız düğün. Özlem Yet hep gelinlik giymek istemiş, bakmış yaş olmuş 38, kendi kendine damatsız düğün patlatmış.
Biz kadınlar bir alemiz, bence çok tatlıyız.
İnsanın kendini mutlu etmesi, gönlünden geçeni yapması esassa eğer bu düğünü alkışlarım. Tabii bir yandan da kadınların gönüllerine göre eş bulamama salgınına yakalanmak sureti ile çaresizlikten son olarak bu noktaya varmalarına da hüzünlenirim.