Biz bu yazıları yazıyoruz ama faydasız.
Maalesef gerçek bu!
Biz öylece kendi kendimize sinir krizleri geçiriyoruz. Kızıyoruz, nefret ediyoruz, birilerinden tiksiniyoruz.
Yazıp, yazıp rahatlıyoruz sonrası boş.
Orada kalıyoruz işte.
Maalesef gerçek bu!
Alın işte; 2002'de Mardin'de 13 yaşındaki küçücük kız iki kadın tarafından satılıyor ve 26 erkeğin, koca herifin, adi pisliğin tecavüzüne uğruyor.
Korkunç olay mahkemeye gidiyor, mahkemeden Yargıtay 14. Ceza Dairesi'ne.
Sonuç: Yargıtay mahkemenin verdiği; kızın kendi rızasıyla 26 adamla birlikte olduğu, ahlaki kötülüğün farkında olduğu yorumuyla indirile indirile 2.5 yılı geçmeyecek cezayı doğru buluyor.
Yani 13 yaşındaki bir kızın kendi rızasıyla, bile isteye, durumun farkına vara vara, başına gelenleri anlaya anlaya 26 adamla birlikte olabileceğine inanıyor.
Yani 13 yaşındaki kızla cinsel ilişkiyi tecavüzden saymıyor. Yani o koca herifleri ahlaksız bulmuyor.
Yani tecavüz yine cezasız kalıyor.
Yani 13 yaşındaki çocuğun koruyanı yok bu ülkede.
Şimdi 18 yaşını geçtiği için o kız çocuğu yapayalnız. Psikolojisini siz düşünün. Başlamadan bitmiş bir hayat onunkisi.
Eee? Yapacak bir şey yok.
Bu kaçıncı, sayabildiniz mi?
Ben sayamadım.
Dedim ya; yazıyoruz ama faydası yok. Kadına çocuğa sahip çıkan yok.
Genç kızlarımızı koruyan yok.
Ama kendi keyfinin peşinde kadınları, çocukları, genç kızları sömürenler utanmadan dolanabiliyorlar ortalıkta. Ve kimse de yargılamıyor onları. Kimse sorgulamıyor ahlaklarını.
Hep yırtıyorlar.
Birbirlerinin sırtını sıvazlıyorlar.
Yıl 2011, okuyun, anlayın, belleyin: erkeğin elinin kiriyiz hepimiz. Tecavüze uğrarız, bıçaklanırız, boğuluruz, vuruluruz, sürülürüz, süründürülürüz...