Anneni, babanı, kardeşini, çocuğunu, amcanı, halanı, teyzeni, dünyaya geldiğin ülkeyi seçemezsin.
Atsan atamazsın, satsan satamazsın. Eh! Herkes şanslı doğmuyor. Onları ya seversin ya sevmezsin.
En kötü ihtimalle kabullenirsin. Kan kontenjanından hani.
Ama diyelim mesleğini seçersin.
Nasıl bir insan olacağın da senin ellerindedir, seçersin.
Kimseye kızıp durma, sevgililerini sen seçersin.
Mutluluğunu mutsuzluğunu da sen seçersin.
Başka? Arkadaşlarını seçersin.
O telefonu açıp açmamayı, gitmeyi kalmayı seçersin.
Yürüdüğün ya da tökezleyip durduğun o yolu seçersin.
Devam edersen edersin.
"Yok istemem" deyip vazgeçersen, yine sen vazgeçersin. Anladın sen; yine sen seçersin.
Aldatmak mı, aldatmamak mı?
Susmak mı konuşmak mı?
Gülmek mi ağlamak mı?
Kötülük mü iyilik mi?
Vicdan mı zulüm mü?
Hepsini sen seçersin. E kukla değilsin, neden kendini kukla edersin?
Onun bunun yüzünden değil işte, her şeyin sebebi sensin. Sen seçersin.
Dön bak yanındakine onu sen seçtin...
Yani eşini sen seçersin.
Her sabah koşa koşa ya da ayak eşeleye eşeleye gittiğin işi de sen seçersin.
Korkak olmayı sen seçersin.
Cesareti sen seçersin.
Kalp kırıp kırmamak da senin elindedir. Ha istemeden olduysa, özür dilemeyi ya da ilişkinizi kırık dökük bırakmayı yine yine sen seçersin.
Karşındakinin nasıl davranacağını bilemezsin ama senin ona nasıl davranacağını sen seçersin.
Karalar bağlama, talihini suçlama bugün sahip olduğun her şeyi sen seçtin.
Bu sabah aynaya baktığında gördüğün insan senin eserin.
Eğer bu sabah uyandıysan, hâlâ şansın var demektir. Kırışıklıkları ütülemek, yeniden başlamak için önünde bir gün daha var demektir.
Hiçbir zaman geç değil ki çünkü sen seçeceksin.
Yeter ki gücünün farkına var. Seç!
Baktın olmadı mı? Zararın köşesinden dön ve vazgeç.
Ama seç! Dümene geç ve sadece sen seç! Kendin için seç!
Biliyorsun; hayatı kontrol edemezsin ama olayların, kişilerin, yağmurların, güneşlerin karşısında nasıl duracağını sen seçersin.
Aslında her şey sensin.