1990'da SHP'nin hazırladığı bugünkü CHP'nin sahip çıktığı Kürt Raporu'nun üzerinden tam 20 yıl geçti.
Raporda talep edilen demokratik hakların birçoğu bu zaman içinde yerine getirildi.
Olağanüstü Hal kalktı. DGM'ler artık yok. Köye dönüş projesi bir biçimde hayata geçti. Ve en önemlisi idam cezası tarih oldu. Kısaca o raporun artık geride kaldığı çok açık... Ancak garip olan şu, rapor geride kaldı ama bugünkü CHP o rapora bile tam olarak sahip çıkamıyor. Baksanıza değişim talebiyle genel başkanlığa gelen Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor:
"Ana dille eğitimin özel okullarda verilmesi ayrışma yaratır..."
CHP'nin halkla buluşamadığı ve doğal olarak oy alamadığı 21 ilde bu gidişle durum pek parlak görünmüyor. Bu nedenle dün, "2010 Türkiye'sini doğru anlayacak yeni politikalara ve yeni raporlara ihtiyaç var" demiştik. Yazı üzerine eski MYK üyesi Mesut Değer aradı. Değer, bu yaklaşım gereği geçen yıl önemli bir adım attığını belirterek şöyle diyordu:
"2009'un demokratikleşme raporu ve Kürt sorununu içeren 42 sayfalık bir rapor hazırladım. 1700 sayfalık eki olan bir rapor bu. Bir anlamda Doğu ve Güneydoğu'nun anatomisini çıkarttım... A'dan Z'ye bütün veriler var. 25 bin sayfayı tarayarak, pek çok kaynaktan faydalanarak hazırladım."
Değer'in hazırladığı bu rapor 2009 Ekiminde biraz farklı bir biçimde basına sızınca CHP sahiplenmedi. Rapor hâlâ CHP'nin raflarında duruyor. Hatta raporu Başbakan Erdoğan'ın ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın okuduğu söyleniyor ama CHP'den birileri okudu mu bilinmiyor. Mesela o dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal okudu mu acaba?
Peki, yeni genel başkan Kılıçdaroğlu böyle bir raporun farkında mı?
Fark etseydi raporda Kürtçe ana dille eğitim için biraz çekingen de olsa şu talebin dile getirilmek zorunda olduğunu görecekti:
"Türkçe eğitimde birliği sağlamak açısından ilk ve orta öğrenimde eğitim dili olarak kalacaktır. Bunun yanı sıra yurttaşların anadilini öğrenmesi için seçmeli Kürtçe dersi konulması ayrıştırmayı artırıcı bir uygulama olarak görülmemeli."
Yeni CHP bile bu yaklaşıma sıcak bakmıyor. Anlaşılan yeni CHP, Kürt meselesinde demokratik özgürlükler üzerinden değil, "iş, aş ve aşiret" üzerinden giderek oy almaya çalışacak.
Bu yaklaşımı sorduğum bir CHP'li şöyle diyor:
"Zihniyet değişmediği sürece Osman Baydemir'i de CHP adayı yapsanız oy alamazsınız..."