Son iki gündür kamuoyunda ve siyaset kulislerinde ağırlıkla CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın söyledikleri konuşuluyor.
Deniz Baykal'ı nasıl tasfiye ettiğini, Kemal Kılıçdaroğlu'nu nasıl oyunun içine soktuğunu, Gürsel Tekin'i ektiğini, basını, nasıl atlattığını ballandıra ballandıra anlatıyor.
Zincirlerinden boşalmış bir ruh hali içinde... Dışarıdan bakanlar, CHP içinde gözyaşı dökenler, saf saf olayları izlerken, meğer "53 yıllık dost" başka bir oyun içinde...
Bu yaklaşım bana kaset skandalından sonra yazdığım bir yazıyı hatırlattı. O yazıda aynen şöyle demiştim;
"İstanbul Bizans, CHP ise İttihat Terakki'den geliyor. Ne onda oyun biter, ne ötekinde..."
Böyle olduğunu en güzel biçimde Önder Sav anlatıyor.
Bakın Sav, Baykal'ın istifaya giden süreciyle ilgili egedensonsöz.com'a şöyle diyor:
"İstifa ettiği gün, ben onun 53 yıllık dostuyum, arkadaşıyım, genel sekreteriyim. Belki benlen oturup o konuyu konuşsaydı, onu daha büyük, farklı boyutlarda tutabilirdik."
Eğer Baykal istifasını Sav'la paylaşsaymış, "Onu daha büyük" bir yere koyarmış.
Paylaşmadığı için Sav da başka biriyle, Kılıçdaroğlu ile paylaşıp onu "daha büyük" bir yere taşıdı.
Olabilir... Peki, bunu niye kamuoyuna anlatıyor? Eşlerinden bile sakladıkları özel şeyleri şimdi neden kamuoyuyla paylaşıyor?
Siyaset çevrelerinde Sav'ın bu yaklaşımı şöyle yorumlanıyor:
"Kılıçdaroğlu elimde... Ben iyi bir siyasetçiyim."
Bir yanıyla Kemal Kılıçdaroğlu'nu övüyor öteki yanıyla küçük düşüren "Benim kanatlarımın altında" diyen bir yaklaşım sergiliyor.
Ve daha önemlisi kamuoyuna "Ben aday değilim" diyen Kılıçdaroğlu'nun o günlerde nasıl bir "plan" içinde olduğunu açık açık deşifre ediyor.
İnanılmaz değil mi?
Bir siyasi çıkışın önünü önce "komplo kaseti" açacak, sonra da siyasi oyunlarla herkes aldatılacak...
Aldatılanlardan biri de Kılıçdaroğlu'nun "yol arkadaşı" Gürsel Tekin...
Bakın Sav, Tekin'le ilgili ne söylüyor:
"Gürsel Tekin ki Kemal Kılıçdaroğlu'nu elinde tuttuğunu, yönlendirdiğini düşünen bir siyasetçi, basın toplantısından beş dakika önce haberi oldu. Televizyonların alt yazısından gördü. 'Kılıçdaroğlu elimden kaçtı' diye düşündü belki de."
Daha önce de yazdık, "Kurtlarla Dans" kolay değil. Sav'ın konuşması bir başka gerçeği de gözler önüne seriyor; Baykal hıncını... Yıllarca ikinci planda sessiz kalan Sav, eline geçen ilk fırsatta Baykal'ı şoke etti.
Ancak şu soruyu da hak etti; 53 yıldır hiçbir siyasi çıkışını, öngörüsünü göremediğimiz Sav, nasıl oldu da birden bire ortaya çıkıp müthiş bir siyasi oyun kurdu?
Acaba bu oyunun içinde başka birileri mi var?