Tam bir yıl önce 14 Kasım 2008'de İstanbul Sütlüce'deki Koç Müzesi'nde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nca müzeye hediye edilen Uluç Ali Reis denizaltısında TNT kalıpları ve patlayıcılar bulunmuştu.
22 Temmuz öncesi kaos ortamını bilenler için şoke edici bir haber değildi ama yine de şaşırtıcıydı.
Çünkü daha çok çocukların gittiği bir müzeye TNT kalıpları ve bomba koymak akıl alacak gibi değildi.
Bir insan bu kadar canavarlaşamazdı. Türkiye bu haberi 10 Mayıs 2008'de Taraf gazetesinde okudu. Tüm TV'lerde "Flaş haber" olarak ele alındı ama kimse ne olduğunu, neden olduğunu açıklayamadı.
O TV'lerden birine darbecilerle ilgili şüphelerimi dile getirdim ama doğrusu emin değildim. Bir yıl sonra şüphelerimi doğrulayan sırrı öğrendik. Yine Taraf önceki gün Mehmet Baransu imzasıyla içinde insanı dehşete düşüren bilgilerin yer aldığı "Kafes Operasyonu Eylem Planı"nı açıkladı.
Planının, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içindeki bir "Cunta" tarafından hazırlandığı yazıldı. Tarihi de çok eski değil, Nisan 2009... İşte bu planın eklerinde yer alan notlar Koç Müzesi'ndeki TNT ve patlayıcılara da ışık tutuyor. Ne olduğunu notlardan okuyalım:
"Koç Müzesi'yle ilgili malzemeler yerine konmak üzere operatöre ulaştırıldı. Müzenin ziyaretçilerini arttıralım. Okullarda tanıtım, reklam ve organizasyon faaliyetleri yapılarak ziyaretçi yoğunluğunun en fazla olduğu zamanın belirlenmesini C. Bey söyleyecek. Öğrenciler projenin önemli bir parçası. Operasyonun tarihini teyit edelim."
Şu sözler insanın kanını donduruyor:
"Koç Müzesi'nde ziyaretçi patlaması olmalı. Sıkıntı çıkmasın. Bşk takip ediyor..."
Yapılmak isteneni sonunda öğrendik, Müzede ziyaretçi patlaması olmalı ve o sırada bombalar patlatılmalı...
Kim yapacak bunları ve hedefleri ne? Bu soruların cevabı Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla açılan dava dosyalarının içinde saklı.
"Kafes Operasyonu Eylem Planı" da Poyrazköy kazıları sonrası ev ve işyerinde arama yapılan emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın ofisinde ele geçirilen bir CD'de bulundu. Yapılan incelemelerde normal kullanıcılarca görülemeyecek biçimde film ve metin dosyalarının arkasına gizli bilgi ve doküman saklandığı fark edilecek ve şifreler çözüldüğünde ortaya "Kafes Operasyonu Eylem Planı" çıkacaktı...
Planı kaleme alan kişi ise Ergenekon davasıyla ilgili tutuklanan Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe... Bu konuyla ilgili son günlerde Ergenekon savcılarınca Deniz Kuvvetleri eksenli çok sayıda subayın ifadesi alındı.
Nisan 2009 tarihli "Kafes" planının temel amacı Türkiye'de kaos yaratmak ve AK Parti iktidarını vurmak. Bunun için neredeyse her yolu mubah sayan bir anlayış var.Planın en dikkat çekici yanı ise gayrimüslimlere yönelik hazırlıklar. Planda, daha önce gerçekleşen Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink cinayetleri "operasyon" olarak niteleniyor ve bu toprakların çok tanıdığı, bildiği "kontrgerilla" yöntemleri devreye sokulmak isteniyor.
4. Aşama dedikleri "Kanlı Eylemler" bölümünde ise şu tür eylemler yer alıyor:
İstanbul Adalar bölgesinde çeşitli mahallerde bomba patlatılacak.
Azınlık haklarını savunma konusunda ön plana çıkmış kişilere suikast yapılacak.
Tanınmış gayrimüslim işadamı ve sanatçılardan belirlenen bir ya da birkaçı kaçırılacak.
Bir bu tabloya baktım, bir de hukuku savunması gereken Baroların yürüyüşüne...
Sonra da Koç Müzesi'ne TNT'leri yerleştirerek çocukların ölmesini düşünebilecek kadar canavarlaşan darbecilerin avukatlığına soyunan siyasetçileri düşündüm.
Bu dehşet darbe planları, telefon dinleme kadar bile rahatsız etmiyor mu sizi?