Türkiye'nin demokrat bir sol partiye ihtiyacı var mı?
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal' ın 2000 yılında yeniden CHP'ye dönüşüyle izlediği "sağa açılım" politikası, adım adım Türkiye'de "sosyal demokrasinin sonu"nu getirdi.
Tabii geçmişte ne kadar var olduğu elbette tartışılır ama en azından ortada "sosyal demokrat"ımsı bir CHP-SHP vardı. Şimdi o da kalmadı.
Siyasi tahterevallinin bir tarafı hep aşağılarda...
Bu da muhafazakâr demokrat bir iktidar karşısında Türkiye'nin normalleşmesini sağlayacak bir sosyal demokrat parti ihtiyacının var olduğunu gösteriyor.
Peki, bu ihtiyacı kim karşılayacak?
Hâlâ CHP içinde kendini sosyal demokrat gören önemli bir kesim, partide bir değişim olacağına inanıyor ve CHP var olduğu sürece yeni bir sol partinin tutmayacağı görüşünde.
Onur Öymen'in Dersim benzeri katliam önerisine rağmen bu görüş hâlâ geçerli. CHP yönetimi de yüzde 20'lik banko oyu elinde tutmak için bu durumu değişimcilere karşı bir koz olarak kullanıyor.
Bu yüzden Onur Öymen "gereğini" yapmıyor, Kemal Kılıçdaroğlu susuyor ya da susmak zorunda kalıyor.
Şimdi gelelim CHP dışındaki sol arayışlara...
Türkiye'nin sosyal demokrat parti ihtiyacını karşılayacak iki girişim var.
Biri SHP ekseninde gelişen "Sol Demokrat " bir parti kurma girişimi, diğeri ise Mustafa Sarıgül hareketi.
Her iki girişim de hızlı bir örgütlenme içinde.
Son günlerde demokrat sol parti girişimi çalışmalarını bir hayli hızlandırdı. SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergün, 12 Aralık Hareketi sözcüsü Prof. Dr. Burhan Şenatalar, "4 Temmuz Girişimi" olarak adlandırılan İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras ve Prof. Dr. Fuat Keyman önceki gün İstanbul'da bir araya geldiler. Alevi Bektaşi Federasyonu ve Kürt aydınlarla da görüşmeler sürüyor. Fikri Sağlar' ın da bu oluşum içinde yer alacağı söyleniyor.
Daha fazla özgürlük
Önümüzdeki ay netleşecek çalışma, yeni bir isimle partileşecek ve Ocak 2010'da kamuoyunun önüne çıkacak.
Peki, ne savunacak?
Bu soruyu SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergün'e sordum.
Ergün kısa bir çerçeve çiziyor:
"CHP'yi AKP'nin sağında MHP ile AKP arasına yerleşmiş görüyoruz. Bu nedenle yelpazenin solu boş. Türkiye'deki çok partili yaşamın demokrasiye dönüşememe sebebi de bu. Sivil demokrat özgürlükçü eşitlikçi ve kalkınmacı bir partinin olmayışı sıkıntı yaratıyor. Biz, Sosyalist Enternasyonal ve Avrupa solunun savunduğu bir anlayışı savunuyoruz..."
Yeni sol partinin her alanda "daha fazla özgürlük" sloganıyla ortaya çıkacağını söyleyen Ergün, başta Kürt ve Alevi meselesi olmak üzere masanın üzerinde birikmiş bütün sorunlara çözüm önerileri getireceklerini ve çözüme yardımcı olacaklarını söylüyor.
Ergün'e sol bir partinin Kürt meselesinde bir çözüm biçimi olabilecek yerel yönetimlere nasıl baktığını, din ve türban meselesinin hâlâ solun bir tartışma konusu olup olmadığını da sordum.
Ergün, bu sorulara açık yüreklilikle cevap veriyor:
"Türkiye'de son derece katı merkeziyetçi bir yönetim var. Bu yönetimin güçlendirilmiş yerel yönetimlere dönüşmesi lazım. Bu konuda bir sıkıntı yok. Din ve türban meselesine ise din özgürlüğü açısından bakıyoruz. İnsanların aradığı ilk özgürlük belki de din özgürlüğüdür. Dolayısıyla belli bir inanca sahip insanın o inancın gerektirdiği şekilde giyinmesini biz olağan bir durum olarak görüyoruz ve Cumhuriyet'le çatışan bir tarafı olduğu kanaatinde değiliz. Ben kamusal alan farkı yapmıyorum. Ama diğer arkadaşlarla üniversitelerde oybirliği içindeyken kamusal alan konusunda hâlâ bazı tereddütler var."