Son bir haftadır siyasetin merkez sağında yer alan bir avuç eski kuşak siyasetçi, Tansu Çiller'in ne cevap vereceğini merakla bekliyor.
O da bu merakı fazla uzatmadan hatta DP heyeti ile görüşmeden önce giderdi:
"Bugün kesinlikle o gün değil..."
Yeni nesil siyasetçilerin umursamadığı bu cevap, büyük olasılıkla DP içindeki Çillercileri şoke etti. Şimdi ne yapacakları merak ediliyor. Ama asıl merak edilen Çiller'in bu cevabının altında yatan neden...
Siyaset kulisleri bunu şöyle formüle ediyor:
"Çiller'i AK Parti'nin kapatılma ihtimali heyecanlandırdı. Ama yerel seçimler de korkutuyor."
İşte bu nedenle ne tam ortaya çıkıyor, ne de partiden elini çekiyor.
Tipik eski siyasetçi yöntemiyle "pusuda bekliyor."
Oysa Çiller ve benzeri merkez sağ politikacıların hala fark etmediği bir gerçek var; onları siyaset dışına iten Türkiye toplumu derin bir dönüşüm içinde.
Merkez sağ da bu dönüşüm nedeniyle ciddi bir yol ayrımında...
Bir taraf, "Laikçi devletçi..."
Öteki taraf, "Sivil demokrat..."
Tıpkı "merkez solda" olduğu gibi...
Merkez sağ, bu kırılmayı 22 Temmuz seçimleri öncesi 367 kuşatmasında Meclis'e girmeyerek yaşadı. Şimdi benzer bir şeyi son Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun muhtırası karşısındaki tavırla yaşıyor.
DP içinde yaşanan Soylu-Çiller gerginliği de, Anavatan Partisi'nin Erkan Mumcu ile yaşadığı sıkıntı da bu ayrışmanın bir sonucu.
Klasik merkez sağı iktidardan uzaklaştıran ve yüzde ikilere düşüren siyasetçiler bu değişimi ve ayrışmayı kavramak yerine, hala başka yollara başvuruyor.
Deneyimli bir siyasetçi DP üzerine oynanan "siyaset oyunları" nı şöyle anlatıyor:
"Eski politikacıların stratejisi şu; Süleyman Soylu'yu zorlayıp, bu görüşmeyi yaptırıp, Çiller'i orada hazır tutmak. Bütün mesele de yerel seçimlere kadar bu işi götürmek. O seçimlerden sonra Süleyman'a 'Çok başarısız oldun' deyip alaşağı etmek. Bugün aceleyle ortaya çıkmalarının sebebi de önümüzdeki süreci öngörememeleri... Hükümet pat diye bir erken seçime gidebilir. Bu projenin birinci adamı Tansu Çiller, ikinci adamı ise Erkan Mumcu ... Bunlar birbirine düşünsel olarak da çok yakın. Dar alanda kısa paslaşma yapıyorlar. İkisinde de 'Biz bu ülkeye nimetiz' havası var."