Ankara Balgat'taki DP Genel Merkezi'ndeyiz. 22 Temmuz seçimlerinden sonra sesini, hareketini ve bir anlamda da ruhunu kaybeden bir genel merkez belki de ilk kez canlı bir gösteriye ev sahipliği yaptı.
Genel merkez binasının giriş katında başlayan hareketlilik, 9. kattaki Başkanlık Divanı salonunda sürüyordu.
Salonda sadece basın mensupları değil, Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen 500'ü aşkın partili vardı.
Sessiz kalabalığı, saat tam 11.00'de DP genel başkanlığına adaylığını açıklayacak olan genç siyasetçi Süleyman Soylu'nun girişi hareketlendir di.
Genç ağırlıklı topluluğun "İkinci Süleyman" sloganıyla salona giren Soylu, sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında, DP geleneğinin Türkiye'ye neler kattığını anlattıktan sonra sözü bugüne getiriyor ve şöyle diyordu:
"DP'nin bugünkü temel sorunu, toplumun değişim taleplerini ve dinamiklerini algılayamama ve toplumla örtüşen politikalar üretememedir."
Bu tespiti yapan Soylu, DP'yi yeniden ayağa kaldırmak için "Beyaz Yürüyüş" başlattıklarını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
"Zaman ayağa kalkma ve partiyi yeniden demokrasi mutfağı haline getirme zamanıdır. Yeni bir ruhla Demokrat Parti'yi yeniden Türkiye'nin umudu haline getirme zamandır."
Soylu, DP'nin ülkenin çimentosu ve modernleşme dinamosu olduğunu vurguladığı konuşmasında sözü "toplumsal merkezde" olmaya getirerek ilginç bir tespit yapıyordu:
"Bilinmelidir ki, iktidar partisi dahil tüm partiler toplumun tüm kesimlerini tek bir çatı altında toplayabilecek yapıdan ve anlayıştan, toplumu kucaklayacak politikalar üretebilmekten uzaktır."
Konuşmalardan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan genç genel başkan adayı Soylu, "Siz emanetçi misiniz?" sorusuna şöyle cevap veriyordu:
"Ben Menderes'in, Demirel'in, Çiller'in ve Ağar'ın emanetçisiyim. Ben tabanın ve milletin emanetçisiyim."
Konuşmasını, 6 Ocak'ta yapılacak kongrede aday olacağını açıklayarak noktalayan Soylu, daha sonra DP Genel Merkezi'ni gezerek partililerle görüştü.
Son beş aydır ciddi bir bunalım yaşayan Türkiye'nin en köklü partisi DP, böylece yeni bir heyecanla olağanüstü kongreye gidiyor.
Kongrede şimdilik iki adayın yarışacağı görülüyor; Cindoruk ve Soylu.
Biri yeni bir anlayışla yerelden ulusal siyasete ilk adımını atarken, öteki belki son şansını deniyor.
Genel merkezdeki hava, şans ibresinin "yeni"den ve "genç"ten yana döndüğünü gösteriyor. Bu da tecrübeli siyasetçi Cindoruk'un işinin pek de kolay olmayacağı anlamına geliyor.
