Demokrat Parti artık geri dönülmez bir yola girdi. Önümüzdeki yılın ilk haftasında, yani 5-6 Ocak 2008'de "olağanüstü kongresi" ni yapacak...
Bundan kaçış yok...
Çünkü gelinen nokta bir çıkmaz sokak...
Kim taşın altına elini koyacaksa, başta partililer olmak üzere topluma bir "çıkış" yolu göstermek zorunda. Şimdiden şunu söylemek mümkün: Bu kongrede iki ana çizgi yarışacak.
Biri: "Politbüro" denilen geleneğin temsilcileri.
Öteki ise son 10 yıla damgasını vuran gençlerin.
Görünen o ki, her iki kesim de adaylarını belirlemiş durumda. Birinci kesimi Hüsamettin Cindoruk, gençleri ise Süleyman Soylu temsil ediyor.
Cindoruk'un bu saatten sonra neler yapabileceği üzerinde fazla düşünmeye gerek yok. Biliniyor.
Peki ya, Süleyman Soylu?
Şimdi herkesin merak ettiği isim o. Soylu Cuma günü Saat 11.00'de DP Genel Merkezi'nde kamuoyuna adaylığını açıklayacak ve "Beyaz Yürüyüş" adını verdiği siyasi yolculuğu başlatacak.
Bu gelişme birkaç açıdan ilginç bir sürecin de başlangıcı olacak.
Öncelikle merkez sağ siyasete rengini veren, "soğuk savaş" döneminden kalma parti anlayışı değişecek. Yeni gençler, yeni siyaset diliyle toplumun karşısına çıkacak.
Ve parti elitleri dönemi sona erecek.
Cindoruk ve Soylu'nun geleceğini yaklaşık 1000 civarındaki delege belirleyecek.
İlk kez bir siyasi yolcuğa çıktığını söyleyen Soylu, toplumun ve delegenin neler istediğini şöyle anlatıyor:
"Bizim geçmişle bir hesabımız yok, biz daha çok geleceğe bakıyoruz. Delege de aynı. Daha çok değişim istiyor. Ayrıca önümüzdeki yerel seçimlere hazır ve güçlü bir parti istiyor. Kendisinden çok Türkiye'nin neye ihtiyacı olduğuna bakıyor."
DP kongresinde ciddi bir hesaplaşma yaşanacağı çok açık. Ancak bu hesaplaşmada sürpriz isim hiç kuşkusuz Tansu Çiller ... Soylu'yu destekleyen Tansu Çiller, o gün kongre salonuna gelirse ne olur?
Bütün hesaplar alt üst olmaz mı?