Türkiye solunu arıyor.
Solun ne aradığını ise doğrusu kimse bilmiyor. Bilinen tek şey şu; "sol birleşmeli"
Doğrusu son yıllarda seslendirilen bu siyasi talep için kimse somut bir adım atmadığı için de temenniden öteye geçmiyor.
Ve herkes topu bir başkasına atıyor.
Seçim sathına girdiğimiz ve siyasetin hareketlendiği bu günlerde "solun birleşmesi talebi" biraz arka planda da kalsa henüz gündemden düşmüş değil. Özellikle DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, güç birliği görüşmelerinin sürdüğünü ve umudunu kesmediğini söylüyor.
DİSK'in öncülüğünü yaptığı 10 Aralık Platformu da benzer bir umut içinde.
Peki niçin somut bir adım atılmıyor?
Bu soruyu CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla'ya sorduk. Tanla, hem CHP içinde bulunuyor hem de "solda birleşme" için çaba harcıyor. Solda birleşmenin kolay olmadığına dikkat çeken Tanla, ilginç bir yaklaşımla cevap veriyor:
"Solun bir atımlık barutu var. Kim atarsa ondan sonra bir şey atmak mümkün değil. Kim adım atarsa diğerleri ona bakarak davranacaktır.
Bu cumhuriyetçilerin birleşmesi ya da bir partide birleşme olabilir. Silahta bir mermi var. Karar bu yüzden gecikiyor."
"Cumhuriyetçiler"in birleşmesi gerektiğini ısrarla vurgulayan Tanla, asıl sorunun kişilikleri aşmak noktasında yaşandığını ileri sürüyor ve şöyle diyor: "Çözüm her zaman her yerde var, CHP içinde de var, dışında da var. Önemli olan kişilikleri ve beklentileri aşmak, büyük düşünmektir. Büyüğün paylaşımı kolaydır, küçüğün ise paylaşımı pinticedir ve kavga olur."
Tanla, seçmenin birleşme istediğini ayrıntılarla uğraşmadığını dile getirerek şöyle diyor:
"Seçmen 'benim işimi hallet, ben seni oraya seçtim. AK Parti iktidarına karşı yeni bir heyecan yarat. Beni korkutarak benim oyumu alamazsın' diyor. Çünkü, Türkiye'de çok ağırlıklı bir siyasi iktidar olmasına rağmen siyasi iktidarsızlık hüküm sürüyor. Ve parçalanmış çoğunluk endişe ve kuşku içinde. Seçmen oyunu kime vermeyeceğini iyi biliyor. Ama kime vereceğini henüz tespit etmiş değil. Bu sadece siyasi parti arayışı değil, bir kanaatin, bir heyecanın iktidar olmasını istiyor. Bu da cumhuriyet ekseninde olabilir."
Önümüzdeki dönemi Türkiye'nin 100 yılda varacağı kavşak nokta olarak niteleyen Tanla sözlerini şöyle noktalıyor:
"Eğer bu döneme çekişmelerle girilir ve umutsuzluk, korku üzerine politikalar yürütülürse bundan daha kötü sonuçlar doğabilir. Çünkü seçmen ana eksenlerde yoğunlaşmasa çok parçalı bir yapı ve bunun doğuracağı koalisyonlar dönemine tekrar başlayacak. Bu noktada siyasetçilere ciddi sorumluluk düşüyor. Benim açımdan bu sorumluluğun gereği cumhuriyetçilerin bir araya getirilmesiyle yerine getirilebilir."