Seçim sathına girildi. Yaklaşık bir yıl sonra Türkiye'de genel seçim yapılacak. Nasıl bir sonuç çıkacağını şimdiden kestirmek sadece zor değil, imkansız gibi. Çünkü, bu seçim de 3 Kasım 2002 seçimleri gibi sürprizlere gebe.
Son birkaç aylık gelişmelere bakınca, kendiliğinden ciddi bir halk muhalefetinin yükseldiği görülüyor.
Bu muhalefetin nereye yöneleceği ise tam olarak bilinmiyor. Netleştiğinde Türkiye yeni bir siyasi sendroma tanık olabilir.
Şimdi mevcut siyasi partiler bu "sendromu" yaşamamak için işi sıkı tutuyorlar.
İşi sıkı tutan partilerin başında da 2002 seçimlerinde en ağır darbeyi yiyen Demokratik Sol Parti geliyor.
DSP yönetimi işi öylesine sıkı tutuyor ki, son iki yılda neredeyse gidilmeyen il, ilişki kurulmayan toplumsal kesim bırakmadı.
Bu çabanın sonuçları da alınmaya başlandı. Yüzde 1.5'lerde olan DSP, şimdi kamuoyu yoklamalarında yüzde 7'lere kadar çıktı.
Peki DSP'yi yeniden yükseliş trendine sokan sadece bu geziler ve ilişkiler miydi? Mütevazı DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'le bir araya geldiğimizde işin sırrını sordum.
"DSP'nin yeniden toplumun ilgi odağı olması bizim beklediğimiz bir şeydi. Kuşkusuz gezilerin de, sivil toplumla ilişkilerin de buna katkısı çok. Ama daha önemlisi DSP'nin Türkiye'nin yaşadığı derin sorunlara çözüm önerisinin olması. Bu, seçim yaklaştıkça daha da netleşecek." Birkaç ay önce kimsenin ciddiye almadığı, hatta ele geçirme operasyonlarının yapıldığı DSP'de şimdi inanılmaz bir heyecan yaşanıyor.
Siyasi yolculuğunu "sessiz ve derinden" sürdüren Genel Başkan Zeki Sezer, bu heyecanı şöyle anlatıyor: "Partimizle halkımızın yeniden buluşmasının yarattığı heyecanı hissetmemek mümkün değil. Nereye gitsek, insanlar "neredesiniz?" diye soruyor. Türkiye'nin önemli sorunları var. Ama buna rağmen gereksiz siyasi tartışmalar da yapılıyor. Birileri inancı siyasette kullanıyor, birileri de inançlı insanı laiklik karşıtıymış gibi görüyor. Bunu da solculuk adına yapıyor. O nedenle her ikisi de hem laikliğe hem inanca zarar veriyor. DSP inanç ve kültür birikimini özümsemiş insanların içtenlikle oluşturduğu bir parti. O yüzden halk DSP'yi bir güvence olarak görüyor."
Kadınlar ve gençlerin siyasete girmesi için yoğun çaba harcadıklarını vurgulayan Sezer, yeniden ekonomik kalkınmanın yakalanması için önemli projeleri olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor: "Toplum, bizim sosyal adaletten yana olduğumuzu, çalışanlar neyi elde ettilerse altında DSP'nin, Ecevit'in imzası olduğunu bilir. Ama şimdi üretim çağı. Gerçekçi bir politikayla değişim yaratmak gerekiyor. Bunun için Toplumsal Kalkınma Projeleri Merkezi'ni oluşturduk."
Ve geliyoruz solda güç birliği konusuna.
Genel Başkan Sezer, bu konuda umutlu olduğunu belirterek sözlerini şöyle noktalıyor: "Bu konuda CHP'nin kapıları kapalı gibi görünüyor. Ama diğer sol parti ve gruplarla bu konuda görüşmelerimiz sürüyor. Önemli bir noktaya geleceğimize inanıyorum. Solda güç birliği için üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız."