Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Eğitim de sıkıcı siyaset de!

Geçen hafta televizyon izlerken eğitimle ilgili bir uzmanın konuşması dikkatimi çekti. Söyledikleri ilginçti:
"Amerikalı bir eğitim uzmanı Türkiye'deki ilköğretim okullarını incelerken bir şey dikkatini çekmiş. Sınıflarda teneffüs zili çaldığında bütün öğrenciler "vınn" diye fırlıyor, sınıfta kimse kalmıyormuş. Bu Amerikalıya çok ilginç gelmiş."
O an ben de okul günlerine döndüm. Gerçekten de Amerikalının dediği gibi zil çaldığında herkes kapıya yönelir ve sınıf boşalırdı.
Hâlâ da öyle olduğunu sanıyorum.
Peki neydi bunun nedeni?
Nedenini eğitim uzmanı şöyle anlattı:
"Eğitim sistemimiz öğretmen odaklı olduğu için böyle. Düşünebiliyor musunuz, öğretmen 45 dakika boyunca sürekli bir şeyler anlatıyor. Kim dayanır tek kişinin 45 dakika konuşmasına... O yüzden öğrenciler bir an önce sınıfı terk etmek istiyor. Oysa Amerika'da böyle değil, sistem öğrenci odaklı. Öğretmen sadece yönlendirici."
Şimdi gelelim bu tespiti bu köşeye taşımamın nedenine... Aynı gün yine televizyonda siyasi liderlerin grup konuşmalarını izledim.
İnanılmaz bir benzerlik dikkatimi çekti.
Bir salon düşünün. İçerisi tıklım tıklım.
Parti lideri kürsüde. O günlerin önemli siyasi gelişmeleriyle ilgili bir konuşma yapıyor. Kendisinin sıkılmasını gerektirecek bir durum yok çünkü o durmadan konuşuyor. Söylediklerine gelince neredeyse o haftanın ya da son bir kaç günün özeti gibi. Herkesin bildiği şeyler...
Kamera salona dönüyor.
İnanılmaz bir görüntü. Dinleyenlerin sıkıntıları yüzlerinden okunuyor. Bir an önce oradan kaçmak için kameraya bile neredeyse yalvaran gözlerle bakıyorlar. Tıpkı ilkokul, ortaokul sıralarında zilin çalmasını dört gözle bekleyen çocuklar gibi.
Aynı ruh hali içinde. Hepsinin kulağı zil sesinde; bir çalsa, bir son nokta konsa Amerikalının deyimiyle "Vınn" diye fırlayacaklar...
Ama ne mümkün, lider acımasız. Yakalamış bir kere o kalabalığı, konuştukça konuşuyor. Tam anlamıyla Çin işkencesi...
Tıpkı okullardaki gibi.
Hadi eğitim bir anlamda mecburi. Okumak zorundasın. Peki ya siyaset?
Kendi yaşadığı sıkıcı hayata çözüm bulmayan siyasetçi, topluma nasıl çözüm önerecek doğrusu aklım almıyor.
Umudum yine de eğitimde.
Belki o değişirse, siyaset de değişir.
Yoksa işimiz gerçekten zor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA