Türkiye günlerdir gazeteci Abdi İpekçi'nin katili Ağca'nın şartlı tahliye ile serbest kalmasını tartışıyor. Ortaya çıkan tablo başta hukukçular olmak üzere kimseyi tatmin etmedi.
Karardaki hesap hataları bir yana, işin asıl çarpıcı yanı cezanın yetersizliği.
İtalya, Papa'ya suikast girişiminden yaklaşık 20 yıl cezaevinde yatırıyor. Türkiye ise Abdi İpekçi'yi öldürmekten sadece 5.5 yıl ceza veriyor.
İşte toplumun vicdanını kanatan asıl gerçek bu.
Bu gerçeği gün yüzüne çıkartan ve adalet sistemindeki yetersizliği bir kez daha gözler önüne seren ise Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 16 Aralık 2005'te verdiği "Değişik İş Kararı" başlıklı kararı oldu.
İpekçi'nin katili Ağca bu kararla tahliye oldu.
Karar birçok açıdan kamuoyunda tartışma yarattı. Özellikle de karar metninde Ağca'nın İtalya'da yattığı sürenin 20 yıl olarak gösterilmesi bu tartışmaların en önemlisiydi.
Söz konusu kararda aynen şöyle deniyor: "Hükümlünün Vatikan eski başkanına yönelik öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı 20 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve bu süreyi kesintisiz olarak yurtdışında cezaevinde geçirdiği dosya içerisindeki belgelerden anlaşılmıştır."
Abdi İpekçi'nin avukatı Turgut Kazan bu değerlendirmeye itiraz ediyor ve çok net bir iddiayı dile getiriyor: "Dosyada İtalya'dan gelen hiçbir belge yok. Bir kere 20 yıl ile cezalandırılmadı, müebbet ile cezalandırıldı. Ve ' bu süreyi kesintisiz olarak yurtdışında cezaevinde geçirdiği dosya içindeki belgelerden anlaşılmıştır' diyor.
Şimdi böyle bir belge yok. Ben bunu bakana söyledim." Peki bu kararı veren mahkeme başkanı ne düşünüyordu? Türkiye günlerdir onun verdiği kararı tartışıyor. O bu tartışmalara ne diyordu? Adliye çevrelerinde ' iyi bir hukukçu' olarak nitelenen mahkeme başkanı Ahmet Ateş'e önce kamuoyunda yoğunlaşan eleştirileri iletiyoruz. İşte yanıtı: "Başında olduğum 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar ortadadır. Verdiğimiz kararı eleştirenler isterlerse iki katı eleştirsinler. Biz kararın arkasındayız. Mahkememiz dosyaya hüküm yönünden bakmıştır. Eğer kararı okursanız, aynı dosyada başka istenen 3 ayrı talebe de ret kararı verdik." Kamuoyunun merak ettiği bir başka konu da dosyanın Üsküdar 3. Ağır ceza Mahkemesi'ne neden geldiğiydi. Hakim Ahmet Ateş bu konuda şunları söylüyor: "Öncelikle bu dosya Üsküdar 3.Ağır Ceza Mahkemesi'nin değil, Kartal Ağır Ceza mahkemelerinindir. Dosyanın mahkememize nasıl intikal ettiğini inanın ben de bilmiyorum . Ama dosya bize vekil tarafından getirildi." Mahkeme Başkanı Ateş'e tartışmaların odağında yer alan ' hapis cezası yanlış hesaplandı' iddiasını iletiyoruz. Yanıtı kısa oluyor:
" Mahkememizin verdiği karar tüm kamuoyuna yansıdı. Eğer karar yanlışsa yetkili merciler var." Söz konusu kararın belki de en can alıcı yanı dosyada İtalya'dan gelen resmi belge olup olmamasıydı. Avukat Turgut Kazan'a göre böyle bir belge yoktu.
Peki mahkeme başkanı bu konuda ne düşünüyor? İşte yanıtı: "Bu konuda size bir şey söyleyemem. İtalyan hükümetinden resmi bir belgenin olduğunu hatırlamıyorum. Ama bazı belgeler vardı . Bu belgelerden yurtdışında kesintisiz olarak 20 yıl yattığı anlaşılıyordu."
