Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Bu yaşlı omuzlar bu yükü taşıyabilir mi?

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, son 40 yıllık siyasi hayatımıza damgasını vuran ilginç isimlerden biri. Hem siyasi hayatı 'derin' sıkıntılarla geçti, hem de siyasi tavrıyla ülkede 'derin' kırılmalar yarattı. Nereden bakarsak bakalım, siyasi bir portre olarak ülkenin siyasi tarihinde önemli rol oynadığı kesin.
Erbakan'ın 60'lı yılların ortasında başlayan siyasi çıkışı kesintilerle 2001'e kadar sürdü. Milli Nizam'dan Milli Selamet'e, Refah'tan Fazilet'e kurduğu bütün partiler kapatıldı. Son olarak Saadet Partisi Genel Başkanlığı yaptı o da uzun sürmedi.
Ve 3 Kasım seçimlerinde desteklediği Saadet Partisi adeta siyasi travma yaşadı ve meclis dışı kaldı. Kısaca 80 yıla sığan bir hayatın 40 yılı yoğun siyasetle geçti.
Ama geldiğimiz noktada kamuoyunda 'Kayıp Trilyon' davası olarak bilinen yargılamadan kesinleşmiş 2 yıl 4 aylık hapis cezası var.
Yani siyaset dışı kalan Erbakan Hoca, cezaevine girmek ya da girmemekle karşı karşıya...
Cezası bugüne kadar tam 5 kez sağlık nedeniyle ertelendi.
Şimdi aynı şey bir kez daha gündemde... Çünkü, Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı, Erbakan'a postayla 'teslim olması' için davetiye gönderdi.
Bunun için 10 günlük bir süre var. Avukat Şeref Malkoç bu süre içinde savcılığa sağlık problemlerini gerekçe göstererek yeni bir altı aylık uzatma isteyeceklerini söylüyor.
Şimdi akıllara takılan soru şu; 'Bu uzatma nereye kadar sürecek?'
80 yaşındaki Erbakan 11 ay 40 günlük cezasını çekmek için cezaevine girecek mi, yoksa bunun karşılığı parayı yatıracak mı? Şu ana kadar ikisi de olmadı.
Peki başka bir yolu yok mu?
Erbakan'ın yakın çevresine göre elbette bir yolu var.
Saadet Partili biri şöyle diyor: "Siyasi bir partinin 'sahte faturalarla' devlet parasını harcaması söz konusu. Aynı davada bugünkü hükümette bakan olan isimler de yargılanıyor. Yani işin bir yanı siyasi. Üstelik davanın açıldığı dönem ' Postmodern darbe' nin yaşandığı 1997 koşulları. Hükümet istese bir düzenlemeyle bunu değiştirebilir." Avukat Şeref Malkoç ise olaya şöyle yaklaşıyor: "Biz şimdi öncelikle 6 aylık uzatmayı almanın peşindeyiz. Elbette hükümet istese bunu çözebilir. Siyasi Partiler Kanunu'nda bir düzenleme yapılabilirdi ama yapılmadı. Şu anda bile İnfaz Kanunu'nda veya benzer kanunlarda bir düzenlemeyle bu hallolabilir." Bu tablo insanın içini acıtıyor. Karşımızda bir süre önce eşini kaybeden 80 yaşında yalnız eski bir Başbakan var.
Bu yaşlı omuzlar bu cezayı taşıyabilir mi? Bunu işin doğrusu kamu vicdanı da taşımaz. Güçlü olduğu zaman cezalandıramadığınız bir adamı yaşlıyken cezalandırmanın ne hukuka ne de topluma yararı var.
Bazen suçu sabit görseniz bile bu yaşa gelmiş bir insana bu ceza çektirilmemeli.
Dahası bu yaşta çekilen cezanın nasıl 'ıslah' fonksiyonu olabilir ki? Fikirlerine zerre katılmadığım 80 yaşındaki Erbakan'ı böyle ceza tehdidi ile korkutmak doğrusu beni rahatsız ediyor.
Üstelik katillerin erken salıverildiği ve yüzlercesinin aflarla aramızda dolaştığı bir dönemde...
Sizce de öyle değil mi?
Türkiye bu ayıptan bir an önce kurtulmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA