Türkiye'de toplumun önemli bir kesimini oluşturan milyonlarca esnaf var. Bir anlamda toplumun ana omurgası onlar. Bu nedenle de Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana devlet esnaf kesimini desteklemek için ucuz kredi olanağı sağlar.
Halk Bankası da ağırlıkla bu misyonu yerine getirmek ve esnafa ucuz kredi vermek için kurulmuş bir banka. Peki esnaf bu bankanın sunduğu ucuz kredi olanaklarından yararlanabiliyor mu? Rakamlara bakınca bu sorunun cevabı 'evet'. Ancak işin içinde ilginç bir durum var. Aracı kurum Esnaf Kefalet Kooperatifleri.
Adını bildiğimiz ama ne işe yaradığını bilmediğimiz bir kurum. Aslında ne işe yaradığını biz bilmesek de milyonlarca esnaf çok iyi biliyor. Çünkü bu kurumun yasal görevi esnafa kredi verilmesinde aracı olmak.
Bir esnaf anlatıyor:
"1993 yılında bir kararname çıktı. Demirel zamanında icat oldu. Esnaf Kefalet Kooperatifleri'nin 5 kuruş kaynağı yok. Bunların işi gücü komisyonculuk yapmak. 1993'ten önce esnaf doğrudan doğruya kredi alabilirdi. Şimdi ben gidiyorum, 'Esnafım, işte belgem, bana kredi ver' diyorum, vermiyor. Beni Esnaf Kefalet Kooperatifine gönderiyor, onun aracılığıyla gel diyor.
Amaç esnafa daha ucuz kredi vermek."
Araya girip soruyoruz;
"Peki bu kooperatifler Halk Bankası'ndan aldığı ucuz krediyi esnafa vermiyor mu?"
"Olan tam bir komedi. Şu anda Halk Bankası'nda faiz oranı yüzde 20. Bu faizin yüzde 7'sini hazine karşılıyor. Yani ilk bakışta esnaf yüzde 13-14 faizle ucuz kredi kullanmış oluyor. 'Oh ne güzel' diyorsunuz. Ama öyle değil. Çünkü, devreye Esnaf Kefalet Kooperatifi giriyor ve kendilerine kestikleri paylarla faiz oranı neredeyse yüzde 20'ye çıkıyor. Hani ucuz kredi alacaktı? Böylece Esnaf Kefalet Kooperatifleri'ni yönetenlerin, çalışanların maaş ve giderleri yine esnafın sırtına bindiriliyor."
Sadece İstanbul'da Esnaf Kefalet Kooperatifi aracılığıyla yaklaşık 50 trilyon kredi kullanılıyor. Ama bir çok esnaf kendilerine tanınan indirimden ne yazık ki yararlanamıyor, daha doğrusu bu hakkı kullanmak istemiyor. Çünkü faizler yüksek. İstanbul Otomobilciler Odası Başkanı Semih Kaçanoğlu şöyle diyor:
"Çok yüksek faiz olduğu için altından kalkamıyoruz. Bu nedenle biz oda olarak kullanmıyoruz. Bizim özellikle İstanbul taksilerini yenilemek için bir kereliğine özel bir indirim beklentimiz var. Ancak o da hala yerine gelmiş değil."
Konunun kangrene dönüştüğünü ve kimsenin ilgilenmediğini vurgulayan esnaf temsilcisi sözlerini şöyle noktalıyor:
"Öyle günler oldu ki, faizler yüzde 90 iken yüzde 45'ten bunlar devletten kredi kullandı. Paraları götürüp repo yaptılar. Yani devlet yüzde 45 sübvansiyon tanıdı." Esnaf Kefalet Kooperatifler Merkez Birliği Başkanı Kadir Akgül. İstanbul Bölge Birliği Başkanı ise Suat Yalkın. Yine bildik ve tanıdık isimler. Esnafın kaderi yine onların elinde.
Aslında bu sorun sadece İstanbul'a ilişkin de değil. Tüm Türkiye'de milyonlarca esnafı ilgilendiren ve kimsenin ilgilenmediği derin bir sorun. Devlet esnafa verdiği faiz oranında ciddi bir indirim yaptığı halde, ne yazık ki bu indirim esnafın değil onları yöneten 'esnaf baronları'nın cebine maaş ve masraf olarak gidiyor.
Peki devlet krediyi direkt kendisi verse 'Kefalet Kooperatifi' gibi aracı kullanmasa olmuyor mu?