TELEVİZYONUN yarattığı ünlülerden Ata Türk'ün ölümüyle başlayan tartışma geri de kaldı. Peki bu tartışmalardan ortaya ne çıktı? Gördüğünüz gibi olayı bir kaç gün tartıştık, sonra hiç bir şey olmamış gibi gündelik hayatımıza döndük. Bu sadece son olayla ilgili de değil, Türkiye'yi sarsacak en büyük 'skandal' bile patlasa sonuç değişmiyor. Resmi ağızlardan dökülen 'gereği yapılacak' açıklamaları, siyasi partilerden yükselen 'hesabı sorulacak' böbürlenmeleri ne yazık ki hiç değişmiyor.
Acaba bu değişmezi değiştirmekte sivil toplum bir rol oynayamaz mı? Ata Türk'ün ölümünden sonra sivil toplumda bu anlamda ilginç bir hareketlilik var.
'Kötü TV Programlarına Hayır' diyen kadın-erkek 500'ü aşkın insan adına konuşan Gülşen Garipler, ' Sesimizi duyun lütfen' diyerek yola çıkış nedenlerini şöyle anlatıyor: "Bizler sadece ebeveyn kimliğimizle bu oluşum içindeyiz.. TV kanal adı gözetmeksizin kötü programların ve filmlerin yayınlanmasını istemiyoruz." Kim bilir belki de bu çaba ve tartışma sadece yasaklama değil, seçme hakkını kullanarak televizyonlarda yeni bir dönemi başlatabilir.