Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, ' Kürt sorunu' tespitinin, konjonktürel bir çıkış olmadığı ve ciddi bir hazırlığın sonucu olduğu bir biçimde yazıldı.
Bu hazırlıkta, yakın çevresinin Türkiye'nin temel meselelerine ' sivil yaklaşımının' izleri olduğu kadar devletin de önemli katkısı var. Siyaset kulislerinde bu katkının adresi olarak da MİT gösteriliyor.
Denilen şu; Başbakan ve Bakanlar Kurulu'na, Erdoğan daha aydınlarla görüşmeden önce, MİT çok ciddi bir rapor sundu. Bu rapor bir anlamda devletin ' resmi görüşünü' yansıtıyor.
Konuyu yakından izleyenlere göre rapor, Türkiye'nin resmi görüşü açısından ' tarihi bir değişimi' işaret ediyor.
Raporun içeriğini bilen bir uzman şöyle diyor: "Rapor Kürt sorunu nasıl çözülür sorusuna cevap arıyor. Konunun dış boyutlarıyla birlikte sosyoekonomik bir sorun olduğu vurgulanıyor. Kürt realitesi konusunda adım atmak gerektiğini söyleyen müthiş, demokratik ve şaşırtıcı bir rapor. Kanımca AB'yi bile şaşırtacak. Bu Başbakan'ın çok hoşuna gitti. Ama yine de temkinli davranıyor." Raporun bir başka önemli yanı da ilk kez sorunun polisiye önlemlerle çözülemeyeceğini ve geçmişte yapılanların yanlışlığını ortaya koyması olarak vurgulanıyor.
Akıllara takılan soru şu: Acaba söz konusu rapor Başbakan'ın isteğiyle mi hazırlandı yoksa kurumun kendi çalışması mı?