Anlaşmalı evlilik ya da anlaşmalı boşanma dendiğinde aklınıza ne geliyor? Evlilik sözleşmesi imzalayanlar mı? Anlaşarak tek celsede boşananlar mı? Kavgasız ve nizasız evlenenler ya da ayrılanlar mı?
Bu kavramlar Sabah'ın Anlaşmalı Evliliklere Hapis Cezası Dönemi (02.01.2014) haberinde bambaşka bir durumu ifade etmek için kullanılmış.
Hazal Ateş imzalı habere göre: Ölen anne ve babasının maaşını almak için resmen boşanan ama birlikte yaşamaya devam eden çiftler için hapis cezası söz konusuymuş. Kendisinden yaşça çok büyük kişilerle maaşı için evlendiği düşünülenleri dolandırıcılık kapsamına almak için de kanun değişikliğine gidilmesi planlanıyormuş.
Bunlar hep Sosyal Güvenlik Kurumu'nun açıklamaları. Nasıl çalıştıklarını anlatmak için yapmışlar, muhabirimiz de yazmış.
Değerli okurumuz Taner Dora bu habere itiraz etmiş: "Yargıtay'ın bu tip boşanmaları suç olmaktan çıkartan kararı var. Bildiğim kadarı ile bu konuda alınmış son karar o. Okuyucuyu yanıltan bu hatalı haberin düzeltilmesi gerekir diye düşünüyorum."
Yargıtay kararı
Dora bir bakıma haklı. Yargıtay 15. Ceza Dairesi, daha önce, babasından ölüm aylığı almak için kocasından hileli boşanan ve hakkında 'dolandırıcılıktan' hapis cezası verilen kadınlara yönelik cezayı bozmuş ve 'kişilerin birlikte yaşamaya özgür iradeleri ile karar verebileceklerine' vurgu yapmıştı.
Dairenin bu kararı üzerine yerel mahkemeler 'nitelikli dolandırıcılık'la suçlanan bu vatandaşları beraat ettirmeye, bu kez de SGK yerel mahkemelerin verdiği beraat kararlarını temyize götürmeye başladı. Bu neviden bir temyiz davasında aynı daire geçtiğimiz ekim ayında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de atıf yapan bir karar verdi.
Kararda: "Hukuken geçerli bir mahkeme kararıyla boşandıktan sonra, eşlerin bir arada yaşamasını engelleyen, birlikte yaşamanın suç olduğuna dair kanuni bir düzenleme bulunmadığı" ifade edildi; "Eşlerin bir arada yaşamasının, boşanmanın maaş almak amacıyla yapıldığının ve hileli davranışın kanıtı olamayacağı" vurgulandı...
Başlık hatalı
Başlık 'anlaşmalı evlilikler' diye başlıyor. Haberde sözü edilen Çankırı örneği boşanmayla ilgili. Yukarıda anlattığımız hukuki süreç olmasaydı bile başlık hatalı olurdu. Çünkü kanunları Meclis yapar ve TBMM henüz böyle bir kanun yapmadığına göre sözü edilen dönem başlamamış demektir. Sorumluluk, muhabirimizin 'mercek altında' başlığını 'hapis cezası' ile değiştiren editörümüzde.
Haber dili açısından 'anlaşmalı evlilik ve anlaşmalı boşanma' kavramları bu olayda anlatılan durumu açıklamakta yetersiz kalıyor. Nedenine girişte değindik. Onun yerine biraz eski olmakla birlikte 'muvazaalı' kelimesi tercih edilebilir.
Gazetemiz SGK'nın açıklamasını olduğu gibi vermek yerine işin hukuki boyutunu soruşturmalıydı. Bu tür haberlerde hukuk servisinden de yardım alınabilir.