Türk atasözü, "Her horoz kendi çöplüğünde öter..." der. Para var, huzur vardı, yıllarca tek çöplükte eşelendi bol horozlu Avrupa; sorun da yaşamadı. Ta ki küresel krize kadar.
Kriz, rüya birliğin başına çökünce olan oldu. Horozların sesi birliğin 27 üye ülkesinin kulağını tırmalamaya başladı.
Almanya, "Burası benim çöplüğüm, parayı ben veriyorum, benim sözüm geçer" deyince, euro bölgesinin dengesi bozuldu.
Almanların özlü bir sözü var. "Tasarruf et, tasarruf et. Ev inşa et.
Kadına bakma..."
Hayata böyle baktıkları için başından beri siyasi olarak güçlü, daha çok tasarruf eden bir birlik istediler hep...
Durum değişti, şimdi AB'de parayı veren mi düdüğü çalacak? Yoksa eskiden olduğu gibi ortaklar birlikte mi masaya oturacak?
Dün, Almanya'da Anayasa Mahkemesi kararı verdi. "Euro bölgesindeki borç krizi çerçevesinde geliştirilen sürekli kalıcı kurtarma fonu olan Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) bazı çekincelerimize rağmen Anayasa'ya uygun. Ama ESM, Alman hukukuna tabi olmalı." İşte bu çekince asıl tartışmanın fitilini de ateşledi.
***
Karar ne anlama geliyor? AB uzmanı
Can Baydarol kararın siyasi yansımasını, "
Ulusal egemenliğe dayalı demokrasi bitti.
Federal sisteme dayalı yeni demokrasi için yol açıldı" diye özetliyor.
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar, birlik içinde mantalite farkını olanca ağırlığıyla ortaya koyuyor.
Peki, federal sisteme dayalı yeni demokrasi birlik içinde kabul görür mü?
Yunanistan, elalemin parasıyla demokrasinin olmayacağını öğretti bize!..
Para dergisinin AB yazarı
Dr. Murat Uğur Aksoy'la konuşuyorduk; "Bir arkadaşım Kos Adası'na tatile gitti. Vize işlemini Alman polisleri yapmış. Yunanistan'ın sınırlarını Alman polisleri koruyor" dedi.
Yunanistan, Avrupa Sınır Koruma Birliği'nden polis talebinde bulunan bir ülke!
***
İtalya Başbakanı
Mario Monti, kendi başına iş yapıyor. "
Tahvilimi çıkartırım.
İstihdam yaratırım" diyor.
Derdi, Almanya'nın baskısından kurtulmak.
İtalya'nın eski Başbakanı
Berlusconi'nin sahibi olduğu İtalyan
İl Giornale gazetesi, Almanya Başbakanı
Merkel'i, boşuna Hitler'e benzetmedi! Batık ülkeler tahvil çıkarırsa, bunu Avrupa Merkez Bankası alacak. Parayı halk ödeyecek.
2 trilyon euro borcu var İtalya'nın ve ABD ile Japonya'dan sonra dünyanın üçüncü en büyük borçlu ülkesi.
Paçayı nasıl kurtaracak?
***
"Benim borç planımı değiştirin" diye tutturan İspanya ne yapsın? Özerk bölge
Katalonya ayaklandı.
AB dönem başkanı olan
Güney Kıbrıs ve
Troyka sıraya girmeye çalışıyor. Kendi ekonomik sorununu çözmekten aciz Kıbrıs, AB'nin 2020 bütçe kalemleri üzerine kafa yoruyor.
Komik olan ülke Polonya. "Euro'ya gireyim, sizin paranız batarsa benim de param batar" diyerek işin içinden sıyrılmaya uğraşıyor.
İşte ulusal egemenliğe dayalı demokrasiyle yönetilen konfederel AB'nin hali.
Görünen köy kılavuz istemiyor.
Batı ile
Kara Avrupası arasındaki görüş farklılığı, yeni demokrasinin tanım tartışmasıyla çok alevlenecek çok.