Hayat akılsızlığı kaldırmıyor, ekonomi de! Merkez Bankası'nın (MB) son yayınladığı "Enflasyon Görünüm" raporunda önemli bir detay vardı. MB, "Arz yönlü enflasyon riski gördüğümüzde bu riske izin vermeyiz" diyordu. Arz yönlü enflasyon, "durgunluğa giren bir ekonomideki enflasyon riski" demektir. Yani krizlere gönderilen davetiyeden başka bir şey değildir.
Dolayısıyla ben de MB uyarısını dikkate alıp, manzarayı netleştirmek için ikinci çeyrekteki büyümeye odaklandım.
Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2.9 büyüdük. Piyasaların beklentisi daha yüksek büyümeydi. Hem Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hem de Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yılsonu için "4'ün biraz altı biraz üstü büyüme bekliyoruz" diye açıklamalar yaptı.
Ekonomide yumuşak iniş yaptık.
Ancak önemli olan bu büyümenin beklentilere ters gelmesiydi!
***
Büyüme tek başına bir ülkeye bağlı değil, dünyadaki gelişmeler performansı etkiliyor.
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD bir türlü büyüyemiyor. AB, iki yıl hiç büyüyemeyecek.
Sıcak parayla ve
inşaat sektörünün öncülüğünde büyüyen Türkiye,
dış açık problemini çözdüğü sürece sorun yaşamaz. Hatta üçüncü ve dördüncü çeyrekte daha iyi bir performans bile sergileyebilir.
Sıkıntı, büyümenin "
hormonlu" olup olmadığında! Yani
yapısal sorunlarını çözerek büyüyen bir Türkiye mi,
kentsel dönüşümle beslenip büyüyen Türkiye mi?
Asıl tartışma, Türkiye'nin ekonomiye piyasa gözlüğüyle mi, yoksa makro verilerle mi bakacağı. Lig atlamak istiyorsak normalde
ortalama yüzde 7, ekonominin iniş yıllarında ise
yüzde 5 büyümek zorundayız. Şimdi bu büyümeyle hangi ligi atlayacağız sizce?
***
Türkiye, önümüzdeki
üç yıl referandum olmazsa
üç kez sandık başına gidecek. "Büyüme ve istihdam" bu defa belirleyici olacak. Büyümeyen bir ekonomide politikacı güç kaybeder. Türkiye'nin büyümek için yerli, yeni tasarrufa ve işgücüne katılımı artırmaya ihtiyacı var.
Oysa yine sıcak para yolculuğuna çıktık.
Ekonominin ipini MB'ye teslim ettik. MB, yapması gerekenleri yapıyor. Elindeki tek enstrüman olan faiz silahıyla piyasayı terbiye etmeye çalışıyor. Türkiye bono taciri mi? Önceliği büyümek olan bir ülke!
Büyüme ve enflasyon arasında birebir bağlantı olduğunu biliyoruz. Niye ekonomiyi yönetenler büyümeyi değil de enflasyonu birinci seçenek olarak gündemde tutar!
Büyüme cephesinde yeni bir şey yok!
Sorumuza yanıt verilmesi şart!