Artık ne Shell, ne BP... Bulunduğumuz coğrafyada varsa da yoksa da Exxon Mobil. Karşımızdaki enerji devi, sıradan ticari bir şirket değil ki! ABD'nin en önemli dış politika aracı, dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz şirketi. ABD'de bakanlık, ulusal güvenlik danışmanlığı ya da CIA'da görev yapanların hepsi yönetiminde yerini almış. Hatta orada çalışıp, daha sonra bakan olanlar bile var.
Çünkü bu dev, yaptığı her işi ticari kaygılarla yapmıyor. Attığı her adımın arkasında strateji ve siyasi felsefe var.
Eğer Irak'ta, Suriye'de veya dünyanın herhangi bir noktasında, "ABD ne yapmaya çalışıyor?" diye anlamaya çalışıyorsanız, bu şirketi izleyin yeter. Son üç aydır müthiş hareketler yaptı.
İlk sürprizi Kuzey Kutbu'ndan geldi.
Yıllardır Antartika'daki petrol sahalarına ulaşma hayali kuran BP'ye parazit yaptırdı. Rusya'yla imzayı atarak dünyadaki mevcut petrolün yüzde 30'undan daha fazla petrol bulunan sahaların işletme hakkını aldı. BP ne yapsın? Avrupalı dostları, "Şahdeniz 2 gazını Nabucco'ya bağla" diye bastırıyor.
Anlaşılan, BP ile Exxon Mobil arasındaki paylaşım anlaşması kavgaya dönüşüyor!..
***
Exxon Mobil dur durak bilmiyor.
Güney Çin Denizi'nde
Vietnam'a ait üç sahaya girmesi, Çin ile ABD arasındaki gerilimi tırmandırıyor. İki ülke arasındaki tartışmanın fitilini ateşleyen ikinci hamle yüzünden Çin hop oturup hop kalkıyor. Kriz dalga dalga büyüyor.
Bizden uyarması.
Herkes, "Çin hamlesini" çözmeye çalışırken, bu kez Türkmenistan'dan bir haber geldi. Exxon Mobil, ülkenin ikinci büyük doğalgaz sahası olan Güney Yolalan'ı alma niyetinde olduğunu açıkladı. Hedef, çıkacak gazı
Pakistan ve
Afganistan üzerinden
Hindistan'a taşımak.
İşte son hamle; o da
Barzani'nin bölgesinde yapıldı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne ait
altı sahanın lisansı alındı. Bu imzayla birlikte bir anda
Kürdistan'ın varlık değeri yüzde 20 artı. Alınan pozisyon yüzünden
Genel Enerji gölgede kaldı.
Şirket, bu işe imza atarken Güney'deki "Batı Kurna" sahasını bile çekinmeden riske attı
***
Irak Hükümeti şimdilik sessiz ama anlaşmadan rahatsız.
Biliyor ki, Kürt'ler
üretim paylaşım anlaşmasında cazip öneriler sunuyor. Eğer Kürdistan'a serbest hareket etme hakkı verilirse,
Basra'da cimrilikten vazgeçecek, aynı hakları talep edecek. Bu durumda kendi konumu zayıflayacak. Bunun hesabını yapıyor!
ABD ise hesabı çoktan kesti.
Irak'ta Kürt kartını açtıkça açıyor.
Kuzey Irak'ı globalleştiriyor. Şii'lere, Sünni'lere, İran'a, Suriye'ye güvenmiyor! Irak'tan çekilirken güveneceği tek adres var, Türkiye. O da Türkiye ile Kürt Bölgesi arasında karşılıklı bağımlılık yarattı.
İddia o ki, Washington, petrol ve gaz anlaşmaları yaparken her aşamada Bağdat ve Ankara ile konuştu.
Washington- Londra- Ankara ekseni çalıştı. Tahminimize göre süre dolacağı için ocak ortasından itibaren Kürt Bölgesi'nden karayoluyla petrol taşınmayabilir.