Sakın yanılmayın! Bu başlık Türkiye'yi anlatmıyor. 14 trilyon dolar milli geliri olan ABD'nin dört yılda, 22 trilyon dolara çıkacak borçlarının nasıl bir plana tabi tutulacağını anlatıyor.
ABD, krizin başında özel sektörünü 4-5 trilyon dolarla kurtardı. Şimdi bunun bedelini kime ödeteceğinin derdine düştü. Borcu 14 trilyon dolara dayandı.
IMF'nin 2015'te öngördüğü rakamlara bakıyoruz, durum daha da kötü!..
Peki, böyle bir tablo karşısında ne yapılacak?
Başkan Obama, seçildiğinde küresel kriz vardı.
Seçmenlerin beklentisi, bu durumun düzeltilmesiydi. Obama hiç vakit kaybetmedi, "Yeşil ekonomi, inovasyon ve yerel altyapı yatırımları yapacağım" diye halka söz verdi. Ancak değil verdiği sözleri tutmak, sağlık reformunu bile doğru dürüst tamamlayamadı.
Üstelik borçlanma tavanını artırdı, vergileri yükseltti!..
***
Herkes ABD'yi yönetebilir.
Ama iş bu kadar vasataltı bir söyleme dayanırsa herkes yanılır! ABD'yi yöneteceğini sanan Obama da galiba yanıldı. Hem verdiği sözleri tutmadı, hem de seçime bir yıl kala Kongre'nin karşısına,
"Borçlanmayı artırın, vergileri yükseltin" diye çıktı.
ABD sahipsiz değil ki!
Obama'nın söylemini dünyanın en geri kalmış ülkelerinden birinin devlet başkanı bile söyler. Maharet, borçlanma tavanını artırmadan kaynak bulmakta...
Cumhuriyetçiler kararlı. Obama'nın karşısına dikildiler. Tezleri şu: "Kamunun elindeki para ziyan olan kaynaktır. Eğer vergileri artırıp, kaynakları kamuya transfer edersen ülke,
bırak büyümeyi mevcut durumu bile koruyamaz. Sözünde dursaydın, inovasyona önem verip, yeşil ekonomiyi harekete geçirseydin, altyapıyı tamamlasaydın... Üstelik
Irak ve
Libya'da yönlendirerek sahip olduğumuz
petrole de sahip çıkmıyorsun. Madem
daldaki kuş, yeşil enerjin yoksa, bari elindeki kuş petrolü kaçırma!"
Dünya şimdi bu tartışmayı izliyor.
Çünkü ABD'nin borçlanma tavanı tartışması ABD'de hem ekonomiyi hem de dış politika yolculuğunu belirleyecek.
***
Ülkeler tetikte.
Rusya ve Çin, açık açık söyleniyor, Arap dünyası ise gizli gizli homurdanıyor.
İşte Rusya Başbakanı Putin. Parasal genişlemenin ikinci fazıyla (QE2) ilgili,
"Modern Amerikan gangsterliği" değerlendirmesi yapıyor.
Çin Devlet Başkanı Wen Jiabao,
"Bıçak kemiğe dayandı" diyor.
Yani, Rusya, Çin ve Arap dünyası, FED'in parasal genişlemesinden rahatsız.
Eğer borçlanma tavanı düzgün kaynaklarla yapılmadan yükseltilirse, dolara güven yıkılır.
Bu ne demek?
Bu kadar parasal genişlemenin ardından borçlanma tavanını artırıyorsun, öyle bir kaynak bulacaksın ki, hem güven sağlanacak, hem de parasal genişlemeyi kontrol edeceksin.
Para bas, borçlan!..
Para bas, borçlan!..
Eğer ABD, Çin, Rusya ve Araplar'ın güvenini kaybederse, bu "finansal mimarinin" ötesinde yeni bir "küresel- parasal mimari" demektir. İnanın, bu durumda dünya hepimizin başına yıkılır!
Türkiye'de Başbakan Yardımcısı
Ali Babacan, durumun fevkalade farkında.
Başbakan Erdoğan'a bilgi veriyor.