Türkiye'de işadamları ketum olmaya bayılıyor. Başarıyı ketumluğa endeksliyor. Ketumluğu iş disiplini olarak kabul ediyor. Nedeni bu olsa gerek, çoğu işadamı karnından konuşuyor. İnandığı değerleri açık açık ortaya koymuyor.
Son yıllarda beynini ve yüreğini aynı anda söze döken bir işadamı var. Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi ve Bilgi Grubu Başkanı olan Ali Koç'tan söz ediyorum. Bu tavrı yüzünden çevresi kendisini "sert" buluyor. Son dönem işadamı kimliğinin yanında spor adamı olarak da öne çıktı. Sivil toplum etkinliğinde güçlü. TÜSİAD üyesi. Çok şapkası var. Ama ben Ali Koç'u bu haliyle yeni kuşak kapitalistlerin çıkış anını en iyi anlatan bir roman kahramanı olan, "Kaptan Oneden' e" benzetiyorum.
Koç, yine farklılığını ortaya koydu.
Dün, bir grup yazarla Rahmi Koç Müzesi'nde bir araya geldi. Harvard'da hocası olan rekabet gurusu Prof. Michael Porter'dan esinlenerek 10 yıl önce temelini attığı, URAK'ın bu yıl ikincisini yaptığı İllerarası Rekabetçilik Endeksinin detaylarını anlattı.
***
81 ilin rekabetçilik gücünü yıllar itibariyle sıralayan bu çalışmada
Dr. Melih Bulu, Prof. Dr. Kerem Alkin ve
Deloitte Türkiye yer almış. URAK ekibi, rakamlara ulaşmanın güç olduğu bir ülkede önemli bir işe imza atmış. Dünkü toplantıda konu, Türkiye İstatistik Kurumu'nun iller bazında yaptığı istihdam çalışmasıyla başladı. İller arasındaki rekabetçilikle sürdü. Sonra da URAK'ın AB'ye bakışına gelip dayandı.
Ali Koç'un AB konusundaki görüşleri hep tartışma yaratıyor. Görüşünü yineledi.
"URAK'ta görüşümüz, imtiyazlı ortaklık. AB'ye üye olmamak dünyanın sonu değil!.." dedi. AB'ye üyelik için yıllardır kapı önünde bekliyoruz. Dön babam dön yapıyoruz. Üstelik, "Galiba bu da açılmayacak" dediğimiz "çevre" faslının açıldığı açıldığı bir dönemde imtiyazlı ortaklığı tartışmak doğru mu?
***
Burada duralım!..
İmtiyazlı ortaklık diyenler acaba ne istiyor, bir bakalım. İmtiyazlı ortaklığı savunanlar,
"AB hukukuna tarafım. Ama AB hukukunun oluşmasını sağlayan süreçte yer almam" diyor. "
AB mandası olmam!" diyenlerin tezi bu...
Açıkçası URAK'ın AB görüşü, gücünü AB'den alan TÜSİAD ile taban tabana zıt!
Ali Koç'un URAK şapkasıyla ortaya koyduğu bu görüş, acaba yeni başkanıyla birlikte yolculuğa çıkacak olan TÜSİAD içinde bu kez taraftar bulur mu? Çünkü küresel kriz değerleri altüst etti. 560 TÜSİAD üyesinin çoğu AB karşıtı oldu.
Ne AB, 5 yıl önceki AB!
Ne de Türkiye eski Türkiye!
Diyorum ki, böyle bir dönemde Türkiye, tek sesli olmayı bırakıp, farklı görüşleri tartışabilir mi? Türk sermayesi emperyal sermaye birikim kültürüne sahip olmayı öğrenebilir mi? Mesele bu!..