Görünen köy kılavuz istemiyor. Bankacılık sistemi çok acil olarak uzun vadeli kaynağa ihtiyaç duyuyor. Oysa bankaların kaynaklarının yüzde 79'unun vadesi bir yıldan kısa. Bu tablo öz kaynağı olmayan bankacılık sistemini çok zorlar.
Sonuçta Türk bankaları aktif toplamlarının yüzde 19'unu öz kaynakla finanse ediyor. Eğer bu oran yüzde 25'lere ulaşırsa abartmıyorum, bankacılık tekniği altüst olur. Konuyla ilgili olarak Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince uyarıyor, "tefecilikle mücadele" diyor.
Biliyoruz ki, bankacılık başka, tefecilik başka iş. Banka çok sayıda mudiden para toplar. Az sayıda olsa da krediyi talep edene verir. Tefeci, kendi parasını kredi talep edene verir. Sonuçta bankaların aktif toplamının finansmanında öz kaynakla finansman yüzde 20'leri geçerse, "Aktif toplamının finansmanında tüm kısa vadeliler yabancı kaynak, tüm uzun vadeli yatırım ise öz kaynakla yapılıyor" demektir.
Bu tablo tefeciliği hortlatır. Uyarıyı dikkate almak şart...
Dün açıklanan orta vadeli program net; "oyunu sürdürelim" diyor. Bu oyun sürer mi? Zor... Orta vadeli program (OVP) uzun vadeli borçlanma talebinin artarak devam edeceğini gösteriyor. Uzun vadeli kaynak, "Sendikasyonlar, doğrudan yabancı sermaye ve IMF programıyla" geliyor. Açıkçası bu durumda uzun vadeli kaynağın gelip gelmeyeceği şüpheli. Çünkü IMF anahtar...
Öyle ya, bu noktada "Türk bankacılık sistemi IMF kaynağı olmayan kamunun taleplerine evet der mi, demez mi?" Olay bu. Çünkü kale gibi sağlam Türk bankacılık sistemini sıkıntıya sokmaya hiç gerek yok!..