Kural bellidir. "Paranın izini takip et, gerçeği bulursun!" Ben de gerçeği bulmaya kararlıyım. Yola, Merkez Bankası ödemeler bilançosunda bir türlü izah edilemeyen 18.3 milyar doları bulmak için çıktım. O de ne? Karşıma, Yılmaz Erdoğan'ın "Organize İşler" filminde olduğu gibi ilginç bir durum çıktı. Kafam iyice karıştı. Öyle ya; izini sürdüğüm olay, uluslararası çapta bir dolandırıcılık mı? Yoksa farklı "para trafiği" ile ilgili bir çeşit iç hesaplaşma mı? Bilmiyorum. Her koşulda Merkez Bankası'na, "Para nerede?" diye soruyorum.
Salı günü yazdığımız yazıyla ilgili olarak Merkez Bankası'ndan başkan yardımcısı İbrahim Turhan aradı. "Bu işi çok yakından takip ediyoruz, birileri Merkez Bankası'ndan olmayan parayı istiyor" dedi.
Tuhaf değil mi?
Merkez Bankası olmayan parayı birilerine niye versin ki? Ancak işin detayı önemli.
***
Konuyla ilgili iz sürmeye devam ederken yolumuz Ankara'da
Vakıflar Bankası'nın
Merkez Şubesi'ne düştü!..
Tarih belirtmeyelim. Mevsim yaz.
13 Haziran'da Merkez Bankası'na ihtarname çeken
Hans George Volker, yanında Türk ortağı ile şubeden içeri girer... Türk ortağın sözünü ettiğimiz şubede hatırı sayılır bir portföyü vardır. Volker, yetkililere çalıştırdığı uluslararası fonlarla ilgili elindeki belgeleri de gösterir. Görüşme yaptığı banka yetkililerine der ki: "Ortağımın hesabına Merkez Bankası'ndan
8 milyar dolar gelecek. Sonra bu para
25 milyar dolara tamamlanacak. Bu para kesinlikle kirli para değil
. 1996 ile
2006 arasında yapılan portföy yatırımlarıyla ilgili bir para. Lütfen, Merkez Bankası ile ilgili işlemleri bizim adımıza siz yapar mısınız?"
Banka görevlileri, duruma bakar, Merkez Bankası ile ilgili olarak yapılması istenen tüm yazışmaları reddeder.
Ve olayı prosedür gereği polise bildirir.