Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

YÖK sultanları

Bilim Bakanı Fikri Işık, 23 üniversite için kurgulanan Yüksek Öğrenim Kurumu YÖK'ün 180'e ulaşmış yapıyı kaldırması "mümkün değil" diyor. Doğrudur. Ancak sorun sadece "nicelik" değil, aynı zamanda YÖK'ün varlık sebebine dair "nitelik" sorunudur.
YÖK, anarşi ortamının zihin yapısıyla kurulmuştur ve her üniversiteyi birer "diploma fabrikası" gibi görür. Kendisine emanet edilen öğrencilerin, güvenliğe dair sorun çıkarmadan okuldan çekip gitmeleri üzerine kurgulanmıştır.
Üniversite kelimesindeki "universe" sıfatına takılıp kalmayın zira evrensel bilginin üretimi ve hayata geçirilmesine dair "gayretler" sınırlıdır. Küresel bilgiye katkı bir yana, ülkenin sorunlarına, ekonominin çarelerine, toplumun analizine dair çözüm dertleri de bulunmaz.
Misal Obama kendi üniversitelerine "2020'ye de enerjide dışa bağımlılığı azaltacak çözüm geliştirin" der, süre bitimine kalmaz, çözüm bulunur, politika üretilir. Bizde YÖK, hayatın "üretim" tarafında olmadığı için, böyle kıl tüy konuları kafaya takmaz.
Tıpkı "ne iş olsa yaparım abi" diyen niteliksiz işsiz gibi bizim YÖK'çü zihniyet "bende her fakülte var" mantığıyla üniversitelere "vasatlık tuzağı" kurar. Köklü bazı üniversitelerimizin "ihtisas" gayretlerini özenle bir yana bırakarak diyebilirim ki Türkiye'nin 2023 yolundaki eksiği hatta engeli YÖK olmuştur.
Her biri YÖK sultanları gibi davranan rektörlerin, saltanat arabalarını koruma yanı sıra bilim üretimine hizmet etmesi de gerekmez mi? Hocalarımızı bilimsel yayın ürettiği için derecelendiren sistemin bizzat kendisi, misal rektörler, kendilerine emanet edilen entelektüel sermayeyi, ülke zamanını ve hazine kaynağını, Türkiye'nin sorunlarına deva üretme başarısına taşımıyorsa, bu neyin sultanlığı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA