Evimde Vitra var, spor salonunda da görüyorum. Zaten tatili de Türkiye'de yapıyoruz. Bu fabrikanın açılışında bulunmak, benim için onur... Bu sözler, Eczacıbaşı'nın Rusya'daki ikinci dev yatırımı Serpukhov Vitra fabrikasının açılış töreninde, vali Alexandr Shestun'a ait.
Çok değil 10 yıl öncesine dek ezberimiz, Türkiye'ye gelecek doğrudan yabancı sermaye miktarını "başarı kriteri" kabul etmekti. Bugün, Eczacıbaşı örneğindeki gibi Dış Türklerden, küresel yatırımcılarımızın başarılarından söz ediyoruz.
Bu, şüphesiz iyi bir şeydir. Neticede küreselleşme, sadece ülkeyi açık pazar haline getirmek değil, küresel yatırımcılarımızı da var etmekten geçtiğinin ifadesidir, yeni normalimizdir. Üstelik bu hale kolay gelmedik. Tıpkı Roma bir günde kurulmadığı gibi "Rusya'nın en itibarlı markası" iddiası da çeyrek asırlık gayrete bağlı.
Bülent Eczacıbaşı, 90'lı yıllarda Rusya'ya geldiklerini söylüyor "Moskova'da şirketi 2002'de kurduk, 2005'te de bu ülkede büyüme kararı aldık" diyor. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Atalay Gümrah, Rusya'daki bu başarının ardında, bitmez tükenmez Ar-Ge gayretinin de payına vurgu yapıyor.
Benim dikkatimi çeken, fabrika açılış töreninde hazır bulunan Yatırım İnovasyon Bakanı Denis Butsayev'in Eczacıbaşı örneğine vurgu yaparak diğer Türk yatırımcılarına da daveti oldu. Kullandığı ifadeyi paylaşayım: "Vergi düzeyini sıfıra kadar indirebiliriz, yeter ki böylesi yenilikçi ve modern yatırımlar yapın."
Yerelden yola çıkıp, önce bölgesel ve devamında küresel marka olmanın zorlu serencamında Vitra'yı Rusya'da görmek, Türkiye'nin yarını için umut verici... Yeter ki Bülent Eczacıbaşı'nın Moskova'daki sohbetimizde dediği gibi "kriz, kırılganlık beklentisi ve söyleminin zararlı ve yanlış" olduğunu bilelim.