Şükür ki devlet, bıkmadan usanmadan Ar-Ge'ye kaynak aktarıyor. Teknokentleri destekliyor, inovasyon süreçlerine katkı sunuyor.
Yılda 6.5 milyar $ ile Ar-Ge desteğinin milli gelire oranı %1'e yaklaşıyor.
Bu kadar iyi haber yeter. Şimdi canınızı sıkacak olanlar geliyor. Soru şu: AR'aştırıyoruz ama neden GE'liştiremiyoruz?
Bu soruya verilecek cesur ve dürüst cevaplar, çözüme de ışık tutacak gibi.
***
AR'aştırıyor fakat
GE'liştiremiyoruz;
Zira
farklı olandan korkuyoruz.
Bize benzemeyenden nefret ediyoruz.
Düello yerine
pusu kuruyoruz.
Akıl yerine kurnazlığı seçiyoruz.
Sabır yerine telaşa kapılıyoruz.
Merak yerine
biatı seçiyoruz.
Bilgi yerine kanaat ile yetiniyoruz.
Özgün yerine
taklide sapıyoruz.
Kazan yerine
kaybet tuzağındayız.
Ödül yerine
cezayı benimsiyoruz.
***
İş yapma tarzımız ve kültürel engeller yetmiyormuş gibi, bize icat çıkarmak için verilen para ile çakallık yapıyoruz.
Ar-Ge parasıyla
dövizi çıldırtıyoruz.
Ar-Ge parasıyla
repo yapıyoruz.
Ar-Ge parasıyla kendi
devletimizi dolandırıp duruyoruz.
Ar-Ge parasıyla icat çıkarmıyor, şeytani inovasyon yapıyoruz.
Tam da bu sebepten sizin "
cari açık" dediğinize ben "
akıl ve
vicdan açığı" diyorum.
Netice; Ar-Ge'ye
destekten vaz mı geçelim? Asla…
Ancak
vahşi sulama yerine
damla sulama modelindeki gibi verdiğimiz teşvikleri daha
akıllı izleyelim,
ölçelim, bilelim
yönetelim...