Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Velinimet!

Çok değil çeyrek asır öncesine dek tanım şuydu; Müşteri, velinimetimizdir.
Nimeti veren, nimetin sahibi, nimeti tedarik eden anlamı taşır. Nimet mi? İyilik, lütuf, ihsan, yaşamak için gereken, yiyecek, içecek, kısaca; her türlü imkân... Son çeyrekte bir yandan küreselleşme diğer yandan bilgi ve iletişim teknolojileri derken... Her ne yaptıysak, müşterinin bu tanımını dönüştürdük. Müşteri ilişkileri yönetimi, CRM dedik, pazarlamanın bin yolunu denedik, profilini analiz ettik ve her ne yaptıysak, tanımı şu hale getirdik; "paramızı cebinden taşıyan insan..."
Eğer müşteri, bizim paramızı cebinde taşıyorsa, onu cebinden almalı ve ondan biran önce kurtulmalıydık.
Teknoloji ile harcamalarının izini sürdük, kredi kartından izledik, banka hesaplarından ayrıştırdık, kampanya rüşvetiyle ona ait her ne bilgi varsa, bir bakıma "bedenine sahip olduk" fakat ruhuna asla...
Yeni ekonominin müşterisi, ebeveynleri gibi "iş görsün, ucuz olsun" sadeliğinin çok ötesine taşmış durumda. Biliyor, kıyaslıyor, etkileşiyor, araştırıyor, öneriyor ve seçenek bolluğu içindeyken haykırıyor; "benim için daha ne yapabilirsin?"
Gördüğüm, müşteri yeniden "velinimet" tanımına geri döndü ancak bir farkla; eğer onun kalbini kazanamazsanız, bir başkasını tercih ederek, sizi, çalışanlarınızı ve tedarikçinizi işsiz bırakabilirler.
Müşteri sadakati mi? İki anahtar tespit;
1- sizin müşteriye sadakatiniz, onun size sadakatinin üst sınırını oluşturuyor.
2- bugün size sadık olan müşteri, yarın bir başkasına sadık olabiliyor. Son söz; Müşteri, yeni ekonominin sözde değil, özde velinimeti artık...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA