Standard&Poor's Türkiye Baş Analisti Eileen X.Zhang'ı dinliyoruz. Bizlere Aylin Can diye takdim ediliyor. Söylediği, Türkiye'nin dinamik büyümesine rağmen yabancı yatırıma bağımlılığımızın notumuzu durağanlaştırdığı... Kısaca; S&P'nin kararını teknik dil ile savunuyor. Türkiye'yi bir eve benzetip "100 $ ihracat için 140 $ ithalat yapma zorunluluğu" üzerinden, aradaki cari açığın finansmanına vurgu yapıyor, notumuzun en az 1-2 yıl artmayacağını söylüyor.
Ülke Müdürü Zeynep Holmes "bizimki sadece bir görüş" diyerek Türkiye'deki ofislerinin birinci yaş gününde aldıkları eleştirileri "duygusal tepkiye" bağlıyor. Bu işi 127 ülkede yaptıklarını söylemesi, "katıl ya da katılma, durumunuz bu" keskinliği, bana müstemleke valisi üslubu ve 1980'lerin IMF müfettişi tarzını çağrıştırıyor.
Derecelendirmenin "objektif ve yansız" olduğu açıklaması ise S&P Global Operasyonlar ve Analizlerden Sorumlu Başkanı Paul A. Coughlin'den geliyor: "Orta gelir grubundaki Türkiye gibi ekonomilerde alternatif fonlama yöntemleri öne çıkarken bizim de önemimiz artar zaten."
Özetle "geliriniz ne ki notunuz ne olsun" yaklaşımı bu... Nitekim "notunuz durağan ama Türkiye'ye ilgi ve sermaye akışkan" sorusuna verilen cevap "çelişki yok, kısa vadede haklısınız ama biz orta vadeye bakıyoruz" restiyle geliyor.
Kısaca S&P notunu savunuyor, yanlış yaptığını reddediyor, özürlük bir konu yok diyor ve öfkemizi "duygusal" bularak "bizi sevmek zorunda değilsiniz" demeye getiriyor.
Sevgiden değil de meraktan soruyorum: İyi dedikleriniz batıyor, kötü dedikleriniz çıkıyorsa, peki bu çifte Standard&Poor's niye?
Ah şu "poor" standartlar...