Önceki şarkımız hâlâ kulaklarda; "yok, sensiz olmaz! "Ne zaman ekonomi zora girse, ya biz IMF'nin kapısındaydık ya da IMF bizim ensemizde...
Kaç iktidar IMF'yi bahane edip, zam yaptı, vergi saldı, ücret dondurdu, kemer sıktı, saymakla bitmez.
Stand by'lar ile paranın ucunu gösterdi, daha rahat borçlandırdı. İyileşmeyi hep "borcumuzu ödeyebilecek" düzeyde tuttu.
Şimdi farklı bir dünyadayız. IMF'den sonra da hayat varmış. Hatta kendi IMF'mizi; Mali Kural'ı dahi üretebildik.
Dilimizdeki melodi, bu defa farklı; "seni uzaktan sevmek..."
Uzaktan dahi olsa, IMF hâlâ gündemimizde...
Arkadaşımız İrfan Donat, IMF'nin anlaşma yaptığı 8 ülkeyi araştırmış.
İnceleyince; IMF'nin bastığı yerde artık, ot bitmediği kanaati oluşuyor.
Peki ama neden? Bunun 6 farklı sebebi var;
1- IMF insansız ekonomi ister; kapıya konulmuşlar, fakir fukara derdi değildir. Önerilerinin sosyal maliyetiyle asla ilgilenmez.
2- Reçeteleri bayattır; değişen, gelişen, çelişen ekonomik modeller için önerdiği hep, zam, vergi artışı, ücret dondurma ve kemer sıkmadır.
3- İlaçları aynıdır; çatıda mahsur kalana da kuyuya düşene de aynı ipi uzatır.
4- Bürokratları bizdekilerden farksızdır; daime kendilerini gerekli kılmak için çalışır, daha fazla yetki peşinde koşarlar.
5- Parası değil, duası makbuldür; verdiği krediden ziyade vesayetine aldığı ekonominin daha rahat borçlanmasını sağlar. Ama küresel kriz sonrası duası da işe yaramaz oldu.
6- Büyükten ve yandaşından yanadır; zaten kreditörü ülkeye borçlanmış firmaları kayırır. Verdiği para da bu sayede tenis topu gibi kendine döner. Biz; IMF vesayetinden kurtulduk, büyüme rekoru kırdık. Darısı bu "G-7'nin finans jandarması" kurumun pençesindeki ülkelerin başına...