Dün, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın konuğu olduk. Mesajlarının ana hatlarını haber sütunlarımızda bulacaksınız. Ancak o sohbetin bazı bölümlerini analiz etmek için bu köşeye taşımayı tercih ettim. Özellikle, AK Parti'deki geçiş döneminin incelikleri, Çankaya- Hükümet-Muhalefet ilişkilerinin seyri, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun siyasi performansı ve tabii ki paralel yapı ile mücadele...
***
10 Ağustos- 29 Ağustos 2014 arasında yaşanan olaylar baş döndürücü idi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, genel başkan, kabine, grup yönetimi, MYK değişti ama bölünme ve kırgınlık yaşanmadı. Akdoğan, bu durumu, "
AK Parti'nin en büyük başarılarından biri geçiş dönemini başarıyla tamamlamasıdır. Türk siyasetinde bunun bir örneği yok" sözleriyle değerlendirdi. "
Karizmatik lider var. Sonra parti ne olacak?" diyenlere ise Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'ın, "
Ben AK Parti'yi kurumsallaştırdım kardeşim" mesajı verdiğini söyledi.
***
Ahmet Davutoğlu'nun genel başkan seçildiği olağanüstü kongreyi tanımlama biçimi de ilginçti... "
Müthiş bir kabullenme ve rahatlama oldu. Kongreyi izleyen milyonlarca kişi derin bir oh çekti. İnsanlar, güven ve istikrarın zarara uğramayacağını gördü. Ahmet Bey'in hitabeti ve entelektüel donanımı belliydi, yönetim tarzı ve siyasi performansı merak konusuydu. Siyasi performansının muhalefetin çok üstünde olduğu fark edildi. Ortak akıl ile hareket ve istişare konusundaki meziyetleri ortaya çıktı."
***
Akdoğan'ın, Erdoğan'la ilgili yorumu da dikkate değerdi:
"
Bizler Tayyip Erdoğan'dan çok şeyler öğrendik. Ondan bu eğitimi almak çok önemli. Ustabaşımız Tayyip Erdoğan'dı ve birçok usta ortaya çıktı."
Erdoğan'ın nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağına gelince... Akdoğan dedi ki...
"
Cumhurbaşkanı olursa, padişah yetkisi kullanacak gibi kaygılar üretildi... Tayyip Erdoğan, Anayasa ve yasalarda ne varsa onu yapar. Bunları zorlamaz. Ama 'Yetkim var, bunu kullanmayayım. Birileri ne der?'
türü komplekse girmez. Kriz bekleyenler boşa bekler."
***
Akdoğan, kutuplaşma iddialarının şehir efsanesi olduğu kanaatinde. Ona göre, siyaset kaynaklı bir sıkıntı var. Balkon konuşması yapan, toplumu kucaklayan, farklı kesimleri anlamaya çalışan Erdoğan oluyor. Ama 10 Ağustos gecesinde olduğu gibi rakibini tebrik edemeyen, yüzde 52'yi aşağılayan muhalefet anlayışı eleştirilmiyor. Akdoğan, Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı olduktan sonra farklı bir atmosfer doğduğunu, sıkılı yumruk olmadığını anlattı. Buna karşın muhalefetin cinnet halinde konuşan eski Türkiye alışkanlığının devam ettiğini düşünüyor.
***
Son olarak... Akdoğan'ın, paralel yapı ile ilgili tespiti de kritikti.
"Toplumsal farkındalık oluşması ve bunlarla ilgili güvenin sarsılması önemliydi. Bu noktada başarılı olduk. Devlet kurumları içinde devlete operasyon çeken, siyasi iktidarı düşürmeye çalışan bu hastalıklı yapının deşifre olmasını önemsiyorum" dedi ve ekledi:
"
Bu, uzun soluklu mücadele ve AK Parti'nin kavgası değil, devletin hukuk mücadelesi. Bunu demokrasi mücadelesi olarak algılıyorum. Sevap işler gibi günah işleyen anlayış sorgulanıyor. Bu noktada Cumhurbaşkanımızın hassasiyetleri çok değerli."