Konuşmamalıydı" denilebilir. "Konuşmasının nereye gideceğini hesap etmeli, kelimelerini seçmeliydi" diye düşünülebilir. Bütün bu değerlendirmelerde haklılık payı da bulunabilir. Cumhurbaşkanı'na da sorulduğu hatta "TUR" uçağına da yansıdığı için açıklama yapma durumunda olan kendisidir. Ama canlı tanık olarak o anları anlatmak ve yorumu size bırakmak isterim.

***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, başkomutan olarak Çankaya Köşkü'nde ev sahipliği yaptığı 30 Ağustos Resepsiyonu'nda Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel de ilgi odağı idi. Aslında basınla sohbet etmek istemedi. Nitekim birkaç teşebbüsü geri çevirdi. Ancak en hassas olduğu konularda sorulardan kaçamadı. "Balyoz davası, çözüm süreci ve paralel yapı ile mücadele."
***
Örneğin Balyoz'da karacıların kurtulduğu denizcilerin ceza aldığı iddiaları yüzünden hayli yıpranmıştı. Yeniden yargılama kararı ile üzerinden yük kalktığını, arkadaşlarının özgürlüğüne kavuşmasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Ama suçun henüz ortada olduğunu da kayda geçirmeyi ihmal etmedi. Burada negatif bir yön yoktu.
***
Çözüm sürecinde yol haritası sorulduğunda cevapları ilginçti. Negatif açıdan bakılırsa... Yol haritasına ilişkin haberleri medyadan takip ettiğini vurguladı ve "Bizimle paylaşılmadı. İlgili Başbakan Yardımcısı kamu kurumlarına gönderileceğini söyledi. O zaman görüşlerimizi söyleriz. 30 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Kırmızı çizgiler bellidir, aşılırsa gereğini yaparız" dedi. Pozitif açıdan bakıldığında ise... "Siyasi otorite, bu sorunu silahsız çözmek için bir proje geliştirdi. Projesine halktan destek aldı. İçini nasıl dolduracağı siyasi otoritenin bileceği iştir. Biz de analar ağlamasın, şehitler gelmesin istiyoruz. Kırmızı çizgiler Sayın Cumhurbaşkanı'nın dile getirdiği gibi tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millettir" diye devam etti.
***
Paralel yapı ile mücadele noktasında da çarpıcı bilgiler paylaştı... Negatif açıdan bakıldığında... "Biz, kendi istihbarat kanalımızdan elde ettiğimiz bilgi ve belgeler üzerinde çalışıyoruz. Disiplin kurulları da hazırlıklarını sürdürüyor. Ama imzasız ihbar mektupları ve elektronik postalarla işlem yapamayız. MİT'ten ve emniyetten de bilgi gelmedi" dedi. Pozitif açıdan bakıldığında... "Ben hukuk devletine bağlıyım, hukukun üstünlüğüne inanırım. Silahlı Kuvvetler objektif delillere itibar eder. Bu yapı ile en çok mücadele eden kurum biziz. Hatta 1984-2009 arasında YAŞ kararlarına yansıyan bilançoyu yetkili makamlara aktardım" mesajı verdi.
Netice...
Asker, ilke olarak anayasal ve yasal çerçevede sadece Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la konuşmalı. Sorumlu olduğu alanla sınırlı olmak üzere kamuoyuna resmi internet sitesi aracılığıyla bilgi vermeli. Lakin... Medya ile ilişkileri de yeniden tanımlamalı, iletişim dilini güncellemeli. Bu amaçla, profesyonel sivil danışman istihdamı düşüncesini pratik hayata taşımalı! Yol kazalarını önlemenin yolu, askerliği bilen uzman muvazzaf subayla, medya deneyimi olan kıdemli bir ismin birlikte çalışmasından geçiyor.