Ankara, 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla ilgili nihai değerlendirmesini ve eylem planını tamamlamış görünüyor. "Krizin tanımı, krizin yönetimi ve köklü çözümler" olarak tanımlanan üç aşamadan geçiyoruz.
Kriz, "Türkiye'yi istikrarsızlaştırma, devleti kilitleme teşebbüsü ve örgütlü faaliyet" olarak ele alındı. Ama aynı zamanda iddiaya konu olayların bağımsız ve tarafsız yargı tarafından ele alınması gereği de kabul edildi.
Kriz yönetimi ise "yurtiçi" ve "yurtdışı" olmak üzere iki ana eksen üzerine kuruldu. İçeride, "paralel devletin parçaları arasındaki bağın kesilmesi, hukuk ve etik dışı çalışma biçiminin durdurulması, zaman ayarlı ve parça tesirli tezgâhların deşifre edilmesi sağlanırken, iyi niyetli gönüllü dayanışma içindeki tabanın ayrıştırılmasına" dikkat edildi. Ülke dışında ise "Türkiye'nin pozitif algısını bozan, yumuşak güç unsurlarını zayıflatan, ekonominin görünümünü olumsuz etkileyen senaryonun tüm yönleriyle anlatılması" kararlaştırıldı.
Asıl önemlisi ise "demokratik reçete" bölümü olarak tasarlandı. Kurumları, kişisel tercihlere bırakmayan, kamusal yetki kullanımını keyfilikten arındıran, hesap verebilirliği artıran, şeffaf denetime kapı aralayan bir dizi yasal ve idari düzenleme önümüzdeki günlerde hayata geçecek.
***
Şimdi denilebilir ki,
"Bazı maddeleri dondurulan HSYK yasa teklifini nereye oturtuyorsunuz?" Aslında o yasa önerisi,
"ülkenin demokratik refleksleri, Çankaya'nın anayasal rolü, güçler dengesinin önemi, kapalı devre kurumların ürettiği riskler ve AB normları" bakımından gerçek manada bir
"stres testine" dönüştü. HSYK'nın mevcut haliyle sürdürülemezliği de yargı kurumunun bünyesel koruyup-kollama kültürünün komplikasyonları da görüldü. 2010 referandumu ile amaçlanan geniş tabanlı, çok yönlü, bağımsız ve bağlantısız HSYK oluşturma düşüncesinin, daha sonra sekteye uğradığı, tek tip bloklaşmaya dönüştüğü teyit edildi. HSYK da özeleştiride bulundu, katılaşmış daire profili kısmi rotasyonla yenilendi. Ve
"şimdilik" kaydı ile makul bir noktada duruldu. Ekim 2014'teki HSYK yenileme seçimleri de gözetildi, köklü çözümün anayasayla sağlanabileceği de kayda geçirildi.
***
Meselenin özünü ise hâlâ
"demokratik soluklanma" olarak nitelenen yeni dönemin kodları oluşturuyor. Siyasette, kamu yönetiminde, iş dünyasında,
"ferahlama umudu" yaratan bir dönem bu.
Ağırlıklı olarak adliyede ve güvenlik bürokrasisinde yoğunlaşan, bankacılık, maliye, enerji, telekomünikasyon gibi kritik kamu alanlarında yerleşen, isim bazında kariyer planlaması yapan, her düzeydeki bilgiyi devlet dışında bir havuzda toplayan, resmi-sivil tüm teşkilatlara yayılan ve haliyle kendisine olağanüstü güç vehmeden bir yapının yeniden asli kimliğine dönmesi, daha görünür olması ve siyaset sahasını boşaltması söz konusu.
Böylece siyasetçisinden iş adamına, bürokratından sade vatandaşına kadar her kesimin alternatif bir merkeze bağlılığını sunmasını, bir sabah operasyona uğramamak için bağış karşılığı kendisine adeta paralel sigorta yaptırmasını sonlandıran, kaygı eşiğinin aşılmasını temin eden ve herkesin saflarını belli etmesini sağlayan gelişmeler bunlar.
Ve tabii ki bu süreç, pusudaki illegal kayıt ve belgelerin ara ara başını kaldıracağı, direnç göstereceği günlere de gebe.